23

12K 826 131
                                    

Baekhyun hafif bir sancıyla uyandığında yavaşça doğruldu. Dün sabah olduğu gibi, bu sabah da yani başı boştu. Chanyeol, Sehun'un kaçırıldığını öğrendiğinde beri uyumamıştı ki, yanında olsun. Buna rağmen onunla ilgilenmiş, uykusunu aldığından ve yemeğini düzenli yediğinden emin olmuştu. Sehun için endişelendiği kadar eşi için de endişe ediyordu.

Chanyeol hem Sehun'u bulmaya çalışıyor hem de onun yokluğunda ailedeki işleri düzene koymaya çalışıyordu. Ayrıca hem Baekhyun hem de Jongin ile ilgileniyordu. Baekhyun kendinden büyük olan omeganın dayanıklılığına hayran kalmıştı. Kaçırılan Chanyeol olsaydı, o iki gözü iki çeşme ağlıyor olurdu ve iyi olması için dua etmekten fazlasını yapamazdı.

Ancak Jongin ağlamamıştı, en azından gözler önünde. Herkes için güçlü duruyordu ve Sehun'u bulacaklarına, Sehun'un döneceğine gönülden inanıyordu. Baekhyun, Chanyeol'den onun düşmanlarının baş alfasına bile kafa tuttuğunu duymuştu. Kesinlikle sıradan bir omega değildi, sanırım Sehun'a, Jahwa'nın baş alfasına, da böyle bir eş yakışırdı.

Aniden gelen baskın sancıyla bunun sıradan bir sancı olmadığını anladı Baekhyun. Bu birazdan geçecek olan sancılarından çok farklıydı. Sanırım bebek geliyordu.

Baekhyun derin bir nefes aldı. Panik yapması bebek için iyi olmazdı. Derin bir nefes daha aldı. Tam sakinleşmişti ki, bir öncekinden daha baskın gelen sancıyla kasıldı. Sancıların şiddeti artıyor ve aralığı kısalıyor muydu yoksa ona mı öyle geliyordu?

Derin bir nefes aldı ve yatak başlığından tutunarak ayağa kalktı. Yardım çağırmalıydı. Yavaş adımlarla odanın kapısına ilerleyip kapıyı açtı. Gelen sancıyla odanın önünde yere çöktü. Sancının geçmesini beklerken alt dudağını dişledi.

Bir sonraki sancıya kadar acele etmeli ve yardım çağırmalıydı. Ayağa kalktı ve duvardan tutunarak merdivenlerin başına kadar ilerledi. Fakat merdivenlerden inmeyi göze alamadı. Her an bir sancı daha gelebilirdi.

"Evde kimse var mı?" diye seslendi aşağıya. "Biri bana bakabilir mi?"

O sırada aşağıda mutfakta Chanyeol'un isteği ile Baekhyun için kahvaltı hazırlayan Yifan onun sesini duymuştu. Baekhyun'un sesindeki acıyı kulakları ayırt edince kaşlarını çattı ve hızla mutfaktan çıkıp merdivenlere ilerledi. Merdivenlerin başında çökmüş Baekhyun'u görünce panik oldu ve hızla merdivenleri çıktı.

Baekhyun kasılıp karnına sarılınca endişeyle ve panikle sordu. "Ne oldu? Neyin var Baekhyun?"

Sancı geçtikten sonra Baekhyun onu cevapladı. "Sakin ol Yifan Hyung. Sadece bebek geliyor."

"Ne!?" diye bağırdı Yifan. Ne yapmalıydı? Evde ondan başka kimse yoktu. Chanyeol, Jongin ile birlikte Jongin'in iş yerine gitmişti. Junmyeon'un davası vardı ve evde değildi. Teyzesi ve eniştesi ise aileyi geziyor ve aile üyelerine her şeyin yoluna gireceğine dair umut ve dirayet veriyordu. Ona gelince öğleden sonra dersi olduğu için evde olması tamamen şansdı.

"Tamam." dedi Yifan. "Ne yapmalıyım? Buldum! Derin derin nefes al ver, filmlerde öyle yapıyorlar."

"Yifan Hyung!" diye tısladı Baekhyun. "Sakin olur musun artık? Zaten dediklerini yapıyorum ve sende benim dediğimi yap. Chanyeol'e ve ailenin ebesine haber ver."

"Tamam." dedi Yifan merdivenlerden inmeye başlamıştı ki, Baekhyun'un ona seslenmesiyle durup geri döndü.

"Hyung! Önce odama geri dönmeme yardım et. Bebeğimi kucağıma merdivenlerin başında almak istemiyorum."

"Doğru... doğru..." diye mırıldandı Yifan.

Eğer sancıları manyak derecede canını yakıyor olmasaydı, Baekhyun onun bu haline gülebilirdi. Yifan genelde havalı bir adamdı ve onu bu kadar panikletecek çok az olay vardı. Doğmak üzere olan bir bebek bunlardan biriydi...

Alfa'mOnde histórias criam vida. Descubra agora