-1-

11.9K 602 238
                                    

'Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır.'
Orhan Kemal.

İri adamın  başı hızla bana dönmüş ve daha önce fark etmediğim baltası havada kalmıştı. Durmak ve aynı zamanda ondan da kaçmak istiyordum ama ayaklarıma söz geçiremeden nefes nefese çoktan adamın üzerine yığılmıştım bile..

Ardımdan yetişemeyen Reycan, çevik bir hareketle tepelikten meydana atladı ve zemine uyguladığı kuvvetle havaya toz saçıldı. Havalanan toprağa zayıf çığlığım karışırken istemsizce adamın arkasına sığındım.

Adam şaşkın duruyordu. Havada kalmış eli ve kasılmış bedeniyle bunun farkına geç vardığımın farkındaydım. Kendi kendime tekrarladım. Şaşkın olabilirdi ama beni koruyacaktı.

Ama ya yapamazsa?
Başımı adamın kürek kemiklerinin hemen altına saklayarak, titreyen ellerimle ince penyesine sarıldım.

Adam hızla gevşedi ve beklemediğim bir şekilde elimi kavrayıp indirdi.
Beni koruyacak! Zihnim avaz avaz bu cümleyi haykırarak mutluluk sarhoşu oldu saniyeler içinde.

Elini arkaya atıp, bir çırpıda ensemden yakaladı ve beni öne doğru savunmasıyla, o mutluluk sarhoşluğu toz olup umutlarımı da yanında götürdü. İttiği taşlı zeminde dengemi sağlayamamış ve dizlerimin üstüne düşmeden evvel reycanın sırıtan ifadesi gözlerime kazınmasına engel olmamıştım.

Adam, uzun baltasının ucunu hemen yanı başıma yasladı ve ben korkuyla, hemen yanı başımda ki paslanmış, keskin, denir ucuna bakarken, gür sesi ormanı doldurdu ve kaybettiğimi nihayet anladım.

"Oynayacak başka yer bulun!"

Lafında ki imanın ne olduğunu bilmiyordum ama sesinde saklı, sivri iğneler bir şeylerin yanlış yönde gittiğini gösteriyordu. Zihnim bir başka gerçeği kabullendi.

Beni kurtarmayı istemiyordu.

Buna rağmen yine de sesinde kaybolmadan edememiştim. Sert ses tonunda garip bir aksan vardı. Ona düştüğüm yerde bakakalmamı sağlayan iç gıdıklayıcı, değişik bir tonlama.. İri bedeninden gözlerimin ayrılmasını sağlayan ise sessizlikte bomba etkisi yaratan silahın açılan emniyet sesi olmuştu. Gözlerimi sesin geldiği noktaya çevirmek istedim ama son gördüğüm Reycan olsun istemedim. Kirpiklerimi sımsıkı birbirine kavuşturarak ellerimi toprağa geçirdim ve ölümü bekledim.

İşte ne olduysa o an oldu. İçimi kemiren istek gözlerimi araladı ve başımı yan çevirip, iri adama baktım. Neden gördüğüm son şey o olsun istemiştim? Bunu yaptıran hayal kırıklığı mıydı? Yoksa daha acınası olan umut denilen illet miydi?

Bir yere iki kere yıldırım düşmediği gibi bir insanın da başına bu kadar kötü şey gelmezdi değil mi? O da kötü biri olamazdı. Bu kadar şanssızlık bana bile fazlaydı. Geriye doğru bir adım attığında gözlerim doldu. Hayır, hayır! yanlış anlıyordum.
Onun kurtarıcım olması gerekiyordu!
Beni başından salarsa nasıl kurtarıcım olabilirdi?

Titreyen Dudaklarımı aralayarak "Lütfen" diye fısıldadım. Rüzgar da dağılan kısık sesimi duyamayacağını düşünürken gözleri aşağı indi ve keskin gri gözler, gözlerime işledi.

"Lütfen lütfen! " diyerek bir elimi yavaşça ona uzatırken, boğazımı saran hıçkırığı zorla tuttum.

Bu oydu bunu biliyordum ama neden o da biraz çaba göstermiyordu!

Yabani (Rulet'in Çocukları)~ Tamamlandı!Where stories live. Discover now