-/13-

7K 495 114
                                    

Ne kadar kalabalıksa bir yer aslında o kadar sessizdir. Zihninden geçenler, sorunlar ve gerçeklerden kaçan bir topluluğun meskenidir o yer.
Nur heyecan içinde kıza bir şeyler anlatıyor, Agah bulduğu kuş tüyüyle uzanıp Nur'un ensesine sürterek onu bağırtıyor.

Gerçekler yok.

Vakit kaybından öte değil. Gözleri kıza döndü ve başını hafifçe eğerek kıkırdamasını izledi. Belki de güzel bir vakit kaybıdır. Agah, Nur'a bulaşmayı bir sonra ki evreye taşıyarak tüyü kızın Kazağının içine atınca cıyaklayarak ona dönen ve atışmaya başlayan çiftten gözlerini uzak tutarak kızın onları izlemesini izledi. Nur, Agah'ın omuzuna yumruk atınca yakalayarak kendi çekip gıdıklamaya başlayışı kızın gözlerini Dimitri'ye çevirmesin neden oldu. Onu her daim bir kitap gibi okuyan adam, yanaklarının kızarmasını ve ona bakış şeklinden aklından neler geçtiğini okuyamadı. Ama iç gıdıklayıcı bir hissin ev sahipliği yaptığı göğsünü kaşıyarak kıza yanını gösterdi. Kız ayağa kalkıp gürültülü çiftin yanından geçerek Dimitri'nin yanına oturduğun da adam rahatsız oldu. Alışmıştı onu göğsüne basmaya..

Yine tek kelime etmeden bacağını gösterdiğinde kız önce göz devirdi. Ardından şımarıkça gülümseyerek kalkıp adamın kucağına oturdu. Dimitri yüzüne çarpan açık hava kokusuna yüzünü gömüp saçlarının ardından bir kaç nefes aldığı sırada sessizliği fark ederek başını kaldırdı ve ikisine gülümseyerek bakan çift ile göz devirdi.

Her şeye burunlarını sokmalarından gıcık olmaya başlamıştı. Dimitri onları nasıl görmezden geliyorsa kendilerinin de görmezden gelinmesini yeğliyordu.

Onlara dik dik bakarak inadına kızın kalçasından tutup daha çok kendine çekti ve ayaklarını içeri çekerek bacağında yan oturan kız, bu haraketle başını göğsüne yasladı. Dimitri her şeyi unuttu.

Gözlerini kapatarak arkasına yasladı ve bir kolunu beline dolayarak nefes seslerini dinledi. Bir kaç dakika sonra kız başını kaldırarak "Uykum geldi" dediğinde kimseye bakmadan kızı indirip ayağa kalktı ve elinden tutarak odalarına geçti.

İçeri giren kız, hiçte uykusu varmış gibi değildi. Meraklı, paytak adımlarla sade yatağın karşısında ki kutunun üzerinde ki üst üste dizilmiş kitaplara ve çekmecede ilerledi. Kitaplarda parmaklarını gezdirerek çekmeceye uzandığında Dimitri elini tutarak engel oldu.

"Yasak mı?"

Başını olumsuz anlamda sallayan adam "Sadece silah dolu. Bir terslik olmasını istemem" dedi.

Devushka ifadesiz bir gülümseyle çekmeceyi açtı içinde göz gezdirirken dikkatini en çok çeken ikiliye uzanıp birini eline aldı. Sapına kadar iki taraflı bileyli, siyah bıçak o kadar güzeldi ki ondan etkilenmeden edemedi.

"O bir Çin hançeri ve tehlikelidir. Bırak onu fıstığım."

Gözlerini üzerinde gezdirdiği hançerden gözlerini ayırmadan "Çok zarif" diyerek baş parmağını  bileyli kısma sürdü. Tüy kadar hafif dokunuş, parmağında anında bir kesik açarak bir damla kanı üzerinde tuttu.

Dimitri kaşlarını çatarak eline bakarak hançeri elinden aldı ve çekmeceye koyarak sertçe kapattı.

"İzinsiz burayı açmak yok Devushka. Tamam mı?"

Parmağına yandan bir bakış atarak içinden  söylendi.

Yarabandı gibi gereksiz bir şey taşımadığına üzülürken bi kapıyı tıklattı ve "Gelebilir miyim?" diyen Agah'ın sesiyle gülümsedi.

Yabani (Rulet'in Çocukları)~ Tamamlandı!Where stories live. Discover now