~bölüm otuz iki~

6K 592 678
                                    

Evrim
Aynı gün

"Evrim!"

Otobüs durağında duraksadım.

Gökyüzü.

"Dur dur,"dedi nefes nefese.

Kenan onun aksine koşmamış, bana bakıyordu.

"Kaçarsan hiçbir şeyi başaramazsın."

"Otobüs durağına kadar koştun mu?"dedim şaşkınlıkla.

Yüzünü buruşturup başını salladı. "Furkan'dan herkesi kurtaracak kahraman sensin."

"Ben ne yapabilirim ki?"

Kenan sigara içiyordu. "Gel bizimle. Lunaparkta oturursun, hem konuşmuş oluruz."

Jale sert bir bakış attı. "Asla."

Gökyüzü bana elini uzattı.

"Evrim, bırak. O çocuğu bırak artık."

Gökyüzü'nün eliyle Jale'nin yüzü arasında bakışlarım gidip geldi.

Yutkundum. Kalbim küt küt atıyordu.

Gülin başını salladı. Kolayca vazgeçmemeliydim.

Gökyüzü'nün elini aniden tutarak otobüsten atladım.

"Bu bir savaş değil geri zekalı!"

"Tam da öyle somurtan kız!"dedi Gökyüzü beni sürüklerken.

"Özür dilerim Jale!"

Lunaparka yürürken Jale arkamdan bağırıyordu.

Gülin de bağırdı. "Göster o homofobik piçe aşk neymiş!"

Sokaktan geçenler garip garip bize bakıyor, bazı insanlar fısıldıyordu.

"Ne var?"dedi Gülin. "Homofobik bir zavallıyı yerecek o çocuk! Aşk ne görecekler!"

"Kanka fazla gaza gelme,"dedi Fatma.

Üniversiteli birkaç genç gülerek el salladı. "Bol şans."

"Gördün mü? Homofobikliği bitireceksin! Seni seviyorum gökkuşağım!"

"Ben bile gaza geldim,"dedi Kenan mırıltıyla.

Gökyüzü dirsek attı. "Az uğraşmadın aşkım. Doğal."

Kenan güldü.

Ona aşkım diyordu...

Daha samimi olduğumuzda onlara 'sizi shipliyorum' demeyi aklıma not ettim.

Lunaparka gülerek ve dakikada yüz kere atan kalbimle geri döndüm.

Kenan beni görevlilerin takıldığı havalı kısma götürdü. Küçük bir oda gibiydi, masa ve oyuncakları kontrol eden şeyden başka bir şey yoktu.

Tabii Çağıl'ın mavi çantasını saymazsak.

"Aç mısın?"

"Hayır. Siz?"

"Ne demek hayır?"dedi ve bana bir gofret attı.

"Hepsini yiyelim! Çağıl bok yesin!"dedi Gökyüzü paketleri sinirle karıştırırak.

"Sakin ol küçük fare." Kenan onun saçlarını karıştırdı.

"Sensin fare!"

"Ne yapacağız?"dedim heyecandan titreyen sesimle.

Kenan sırıtarak bir paket Çizi açtı.

Oyuncakları kontrol ediyordu. Çok havalıydı! Heyecanla baktığımı gördüğünde güldü. "Biletleri topla."

Vulcanus [bxb]Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu