~bölüm seksen altı~

3.7K 317 116
                                    

Evrim
Aynı saatler

"Geldiik."

"Nasıl... Nasıl gireceğiz..."

Çağıl beni yere indirdikten sonra anahtarları gözümün önünde salladı.

"Olamaz, bu benim en büyük hayalimdi!"

"Seni lunaparka atmam mı?"dedi gülerek.

"Beni lunaparka getirmen. Baş başa falan... Gece değil ama..."

"Sabah olmak üzere!"deyip elimi tuttu.

Neşeyle onu takip ettim.

"Seni güneş doğarken getirdim."

"Yiaa Çağıl,"dediğimde kahkahaya boğuldu.

Bu ses benden mi çıkmıştı?

Sonra "Sen bana feels mi geçiriyorsun?"deyip belimden yakaladı.

Kollarımı ona sararken "Hı hıı,"dedim.

Beni bir anda sırtına aldı.

"Ya... Yavaş..."

"Şş, düşürmem,"derken gülmeyi kesmemişti.

Yürümeye başladı.

"Rahatmış he."

"Trene geldik, sen bekle ben çalıştırayım."

Beni en öne bindirdi.

Çok karanlıktı.

Telefonumdan saate baktım. İki dakika olmuştu ama hala gelmemişti.

Beş.

Altı.

Sekiz.

"Çağıl?"

Arkamdan belimi saran iki elle haykırdım.

"Şş, benim."

"Sen... Sen aptalsın!"

Arkamdan yanağımı öpmeye çalışırken beni korkuttuğu için sinirle kaçmaya çalıştım.

"Kim olacaktı balım?"

"Gülme, seni parçalarım. Aptal!"

"Hı..."

"Çağıl gülme, git. Beni öpemezsin."

"Ya ama böyle yasak olmaz! Başka ceza versene."

"Bana ne."

"Ben bozarım bunu,"deyip boynuma başını sokarak sürttü.

Gıdıklandığım için gülmeye başladım.
Boynumu öptü.

"Of yeter, kızarttın."

"Kızartmadım ama bu kadar hoşuna gidiyorsa söylemelisin."

"Çağıl git, beni sinirlendirme."

"Sinirlensene,"deyip beni öpmeye devam etti.

Boynumu ısırdığında inleyerek kolunu tuttum. "Uh, acıdı mı?"

"Evet!"

Acımamıştı.

"Hayatımda durdurmak istediğim kısımsın Çağıl, sende kalmak istiyorum."

Ufak bir öpücükle cevap verdi.

Sonra yanıma bindi. İkimiz de sırıtıyorduk.

Küfürlü ve dehşetli bir tren yolculuğu gözümü açıp kapayana kadar bitti.

Vulcanus [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin