~bölüm doksan sekiz~

4K 307 276
                                    

Buneamk6'yı izledim geldim Berkcan ve Efe keşke biraz daha uzun oynasaydılarshshs Kafa yapıyor.

Erkeklerde yırtık kot sevmiyorum ama Çağıl Baba multideki gibi giyinmek istedi bb

Evrim
Cuma

Üzerimdeki cekete aynadan bir bakış attım. Açık renk bir kot ceket giymiştim ancak aynadaki görüntüm bu ne mal diye sırıtıyordu.

"Bu ne?"diye sızlandım. Ben neden havalı olmaya çalışırken bayramda üstü zorla giydirilmiş, anneannesine götürülen çocuklara dönüyordum?

Gözümdeki güneş gözlüğünü çıkardım. İyice Ben Fero'ya benzemiştim.

Etrafımda döndüm."Üç, iki, bir tipimi sikeyim."

Oflayarak gözlüğü yatağa attıktan sonra ceketi de üstüne attım.

Sorun beyaz pantolandaydı, hangi anne oğluna bembeyaz bir pantolon alırdı ki? Ben kot olanları tercih ederdim. Açık renk kotumda karar kıldım ve paçalarını közcü olmamaya özen göstererek kıvırdım.

Annem odaya daldı. "Annesinin sarı kuzusuu!"

"Anne Pinhani'ye geç kalacağım, ne olursun sonra sev,"diye yalvardım.

"Amaan!"dedi neşeyle. "Erkek arkadaşıyla mı buluşacakmış sarı kuzucuk?"

"Gülinler de var,"dedim tişörtleri karıştırırken.

"Laf atanlara aldırmayın annem tamam mı?"

"Aldırmayız."

"Cevap vermeyin, eğlenin sadece."

"Tamam anne."

"Ne arıyorsun bakalım?"dedi dolabımın içine kafasını sokarken. Geriye çekildim.

"Beyaz tişört."

"Benim sana aldığım ayıcıklı tişörtü giy!"

Evet, en son giydiğimde sekiz yaşındaydım.

"Anne-"

"Doğru, olmaz. Büyüdüğünü unutuyorum,"dedi gülerek. Pembe kapüşonlu bir üst çıkardığında göz devirdim. İyi ki beyaz tişört istediğimi söylemiştim.

Arkasındaki beyaz tişörtü buldum ancak üzerinde gökkuşaklı bir şey yazıyordu. Çok ufak da olsa yazıyordu işte.

Tişörtü dolaba bırakacakken üzerindeki yazıyı okudum.

I love myself.

"Benim böyle bir tişörtüm var mıydı?"dedim merakla.

Annem tişörtü incelerken gözlerini kıstı. "Kızlar almış olabilir."

"Bilmiyorum,"dedim yalnızca.

Tişörtü sorgulamadan giydim ve ceketi de tekrar üzerime geçirdim. Annem buz mavisi camlı gözlükleri gözümün önünde salladığında alıp heyecanla taktım, sonra onu yanağından öptüm.

Tam o anda korna çaldı.

Annem merdivenlerden inerken "Özür dilerim,"deyip koşmaya başladı. Ne olduğunu anlayamadan kapıyı açıp "Hey çocuklar!"dedi.

"Oo merhabalar,"dedi Gökyüzü arabadan el sallayarak. Sürücü koltuğunun yani Kenan'ın yanında oturuyordu. O da mavi camlı gözlüklerini takmıştı. Güldüm. Annem de gülerek herkeste bakışlarını hızla dolaştırdığında Çağıl'ı aradığını fark ettim.

Olamaz.

"Çağııl! Gel bakayım buraya! Tanışalım, ne o alacaklı gibi geldin gidiyorsun! Ben oğlumu alacaklılara teslim edemem."

Vulcanus [bxb]Where stories live. Discover now