~bölüm elli dokuz~

4.2K 409 244
                                    

@Cheriour_ içinn👀

Kenan sabır dileyerek yukarıya baktı.

"Hadi bakalım, el ele oynuyoruz,"dedi onu anneleriymiş gibi takip eden üç civcive dönerek.

"O ne ki?"dedi Evrim mavi gözlerini kırpıştırarak.

"Herkes en sevdiği insanın elini tutacak ve ilk bırakan..."

Hay anasını, diye düşündü çocuk. Ne olabilirdi ki? Ne demeliydi?

"Orrospu çocuğu!"diye atıldı Gökyüzü.

Kenan çenesinde yeni çıkan sakallarını düşünceyle okşadı. "Pastayı yiyemez!"

Harika, bir de pasta bulması gerekiyordu.

Herkes pasta dendiğinde heyecanla ona baktı.

Çağıl ve Evrim el ele tutuştu.

Evrim kenetli ellerini kaldırdı. "Pastamızı ver!"

Kuduz.

"Evde yiyeceksiniz,"dedi Kenan.

Çağıl kaşlarını çatarken Evrim sinirli gözüküyordu. O minik ne kadar sinirli olabilirse.

"Şimdi ver!"

"Şimdi yerseniz burada... kurtlar var! Kokusunu alıp pastanızı çalmaya çalışırlar!"

"Hayır!"diye haykırdı Gökyüzü.

Hemen Kenan'ın elini tuttu.

"Hadi beni takip edin ve uslu durmayana da pasta yok,"dedi Kenan sertçe.

Çağıl ve Evrim sus pus olmuş yanında el ele yürümeye başlamıştı bile.

Gökyüzü "Kurtlar nerede?"dedi ürkekçe.

"Pastayı yersen çıkıyor..."

"Gerçekten mi?"

"Ben sana ne zaman yalan söyledim?"

Gökyüzü gülümseyerek başını salladı.
Kenan da gülümsedi. Sarhoşken dünya düz deseniz inanıyordu.

Sessiz sessiz eve yürümeye devam ettiler.

"Çağıl, uzaklaşmayın."

"Evrim piercingimden çıkarmamı olduğunu söyledi,"dedi. "Çıkarayım mıı?"

"Olmaz."

"Çıkaracağım işte!"diye kızdı Çağıl. "Ayna ver bana."

"Ayna mayna yok. Yürüyün."

"Kızdırmayın şimşeğimi varoşlar!"

"Gök, şımarma."

Kenan içinden kahkahalar atıyordu.

"Telefonundan bak, tamam."

Çağıl piercingi çıkaramadığında ağlamaya başladı.

Kenan onun yanına yürüyünce Gökyüzü koluna yapıştı. "Bırakma beni..."

"Bırakmıyorum."

Koluna yapışmış Gökyüzü ile Çağıl'ın elinden telefonunu aldı ve Çağıl kendisini yere attı.

Kenan "Tut şunu yavrum,"dedi ve çantasından çıkardığı buz gibi suyu Çağıl'ın başından aşağı döktü.

"Ya sen benim piercingli sevgilime ne yapıyovsun be?"

Evrim de amma çirkefti.

"Sikeyim! Buz gibi bu!"

"Akıllı olmayana su geliyor! Yürüyün!"

"Piercing-"

"Çağıl, pasta yemiyorsunuz."

Evrim bunu duyunca Çağıl'ın yanına attı kendisini.

İkisi de yakınmaya başladı.

"Tamam! Bir şans daha!"

"Haksızlık var!"dedi Gökyüzü ve pet şişeyle Çağıl'ı dövmeye başladı.

Kenan müdahale edemeden Evrim de çantayla sevgilisini savundu.

"Yok abi, ben bunlarla baş edemiyorum."

Cebinden telefonunu çıkardı ve Volkan'ı aradı.

"Buyur kardeşim,"diye açtı Volkan.

"Oğlum ben tırlatacağım, üç sarhoşla uğraşamıyorum. Evrim hepsinden fena çıktı, körüklüyor."

"Neredesiniz siz?"dedi Volkan gülerek.

"Konum atıyorum ve bir daha gülersen seni sikerim."

"Jale duymadan,"dedi gülerek.

"Barıştınız mı?"dedi Kenan şokla.

"Ne sandın?"deyip güldü ve kapattı.

"Pastayı çöpe atıyorum!"

Herkes sus pus oldu.

"Yürüyün."

"Pastayı ver seni lanet olası!"

"Evrim!"

"Vulcanus'uma bağırma!"

"Sen de şimşeğime bağırma!"

Kenan duvara yaslanıp çaresizce Volkan'ı bekledi ve mesajlarla darladı.

Volkan çok geçmeden gülerek geldi.

"Ay Vovkan gelmiş,"dedi Evrim ellerini çırparak.

Volkan pastayı gösterdi. "Pastayı almak isteyen beni yakalayacak!"

Ve eve doğru koşmaya başladı.

Herkes peşine takılırken Gökyüzü durdu birden.

Kenan göz kırparak güldü. "Pasta istemiyor musun?"

"Sen yarın bana alırsın, yorulmayalım,"deyip gülümsedi.

Kenan da gülümseyerek elini uzattı.

Gökyüzü elini tuttu.

"Kardeşine yardım edeceğiz,"dedi Gökyüzü kulağına.

"Ediyorsunuz zaten."

"Daha çok ederiz. İyi olacak."

Kenan kapıya kadar sessiz kaldı. Gökyüzü sarhoş sarhoş konuşmasına rağmen gevşemiş hissetmekten kendisini alamadı.

Kapının önünde el ele sessizce duran ve pastadan bir parça yiyen Evrim ve Çağıl'a baktı.

Vay be, diye geçirdi içinden.

Kapıyı açarak herkesi yatağa taşımaya karar verdiler.

Gökyüzü salona koşup koltuğa yığıldı.

"Gökyüzü,"diye seslendi Kenan.

"Hıı..."

"Üşüme,"deyip üzerine battaniye attı.

Gökyüzü ona sırtını döndü ve mırıldandı.

Kenan battaniyeyi tekrar düzeltip Çağıl ve Evrim'e baktı. Volkan onları yan yana yatırmıştı. İkisi de birbirine sarılmış uyuyordu bile. Evrim Çağıl'ın omzuna doğru gömmüştü kendisini, Çağıl ise onu peluş oyuncağı gibi sıkı sıkı sarmıştı.

"Baksana uyumuşlar bile."

"Birbirlerini bulmalarına çok sevindim,"dedi Volkan. "O Furkan piçinden kurtulduğu için mutluyum."

Kenan güldü. "Kurtulduk harbi."

Volkan kapıyı sessizce kapatarak Kenan ile odadan çıktı.

"Ee? Pes atalım mı?"

"Ben de bunu sormanı bekliyordum."

Vulcanus [bxb]Where stories live. Discover now