11. Bölüm /Part2

150 9 0
                                    


Sehun yanımdayken endişem artmıştı. Ona ne kadar yansıttığımı bilmiyordum ama kontrol edemiyordum.

"Sehun ben.. Ben bir şey söylemek istiyorum."

"E-evet?"

Heyecandan tekrar ayağa kalktım. O da kalkıp tam karşıma geçti.

Yaşadığı şeyler yüzünden tedirgindim. Hislerim ona tam olarak ne düşündürecekti bilmiyordum. Benden korkabilirdi. Rahatsız olup gitmek isteyebilirdi. Yaşadığı kötü deneyim beni korkutuyordu.

"Lütfen söyleyeceklerimi sonuna kadar dinle. Olur mu?"

"Beni korkutuyorsun Minseok. Evden gitmemi falan istemeyeceksin değil mi?"

"Ne? Hayır. En azından gitsen bile bunu ben istemeyeceğim."

"O ne demek şimdi?"

"Söyleyeceklerimi dinle. Lütfen.."

"Tamam. Dinliyorum."

Gerçekten onu göndermek istememden mi korkuyordu? Tanrım..

"Sehun ben.."

Derin bir nefes alıp gözlerine baktım. Sakin olmaya çalışarak devam ettim.

"Artık içimde tutmakta zorlanıyorum. Şimdi yapmazsam bir daha yapamayacağım."

"N-neyi?"

"Ben seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum. Ne oluyor Minseok?"

"Öyle değil. Sana aşık oldum Sehun. Başta sadece hoşlanıyordum ama şimdi çok daha fazlasını hissediyorum. Dayanamıyorum.."

"M-minseok.."

"Seni kaybetmekten korkuyorum. İnan bana ben Yifan gibi değilim. Seni gerçekten seviyorum."

Kalbim deli gibi atıyordu. O şaşkın bakışlarını gönderirken duraklayıp nefes aldım. Titreyen ellerimle ellerine uzandım. Son bir cesaretle gözlerine bakıp devam ettim.

"Sevgilim olur musun? Kalbimi kabul eder misin Sehun? Beni sevebilir misin?"

"B-ben.. Ben seni zaten seviyorum."

Korkudan titrerken aldığım cevapla şaşkındım. Anlamış olacak ki ilk adımı o attı ve bana sıkıca sarıldı. Bir kez daha rüya görmeyi kaldıramazdım. Bu yüzden geri çekilip gözlerine baktım.

"Sehun sen.."

"Sen neden sarılmıyorsun?"

Kollarımı sımsıkı sarıp gözlerimi kapattım. Rüyaysa bile uyanmak istemiyordum.

"Şuan rüya görmediğime emin olmam gerek."

"Rüyaların benimle dolu demek."

"Hem de her bir saniyesi.."

Geri çekilip gözlerime baktı.

"Rüya olmadığına inanman için bu yeterli mi?"

Dudaklarımızı birleştirip ellerimi tuttu. Kesinlikle yeterliydi. Hatta kalbim için fazla bile sayılabilirdi.

Bir süre bankta el ele oturduk. Sonra kalkıp eve doğru yürümeye başladık. Artık kendimi saklamak zorunda kalmayacağım için mutluydum. Gözlerine bakarken korkmayacak, sevdiğimi her söylemek istediğimde haykıracaktım.

"Beni seviyor muydun gerçekten?"

"Seni neden öptüğümü sanıyordun?"

"O zamandan beri mi?"

"Hıh! Sen o zaman sevmiyor muydun?"

"Sadece şaşırdım. Benden kaçtığın günler.."

"Korkunçtu."

"Korkunçtu sevgilim.."

Eve gittiğimizde bir süre televizyon karşısında oturup bir şeyler atıştırdık. Sonra Sehun'u odasına götürdüm. Onu yatırdıktan sonra odama döndüm. Ona sarılıp uyumak için deliriyordum ama bunu teklif dahi edemezdim.

Ailemi kaybettiğimde lanetli olduğumu düşünmüştüm. O zamandan beri her zaman aksiliklerle karşılaşmıştım. Sehun şansımın döndüğünün kanıtı gibiydi. Onun gibi biri tarafından sevildiğim için dünyanın en şanslı insanı ile sayılabilirdim.

Housemate 2 ✓Where stories live. Discover now