9. Bölüm

161 10 13
                                    

Eve girdiğimiz anda adımlarını hızlandırıp merdivene ilerledi.

"Üzerini değiştirince aşağı gel."

"Yemek mi yiyeceğiz?"

"Evet."

"Tamam. Hemen geleceğim."

"Acele etme.."

Gelene kadar aldığım yiyecekleri sehpaya taşıdım. Hediye kutusunu koltuğa bıraktım ve son olarak içecekleri de getirdim. Tek eksiğimiz pastaydı.

Üç küçük pastanın da mumlarını yaktım. Ailem yanımda olduğu sürece hep çok güzel doğum günlerim olmuştu. Varlıklı biri olmasına rağmen kötü geçirdiğini söylemişti. Ben de bir kez olsun unutamayacağı bir doğum günü yaşasın istiyordum.

"Ben geldim!"

Merdivende inerken elimdeki pastayı gördü. Yavaşlayan adımları ve dolan gözlerine rağmen gülümsüyordu.

"M-minseok?"

"Bu kendi ayaklarının üzerinde duran Sehun için."

"B-ben.."

"Eriyorlaar."

"Tamam üflüyorum."

Diğer pastayı alıp gülümsedim.

"Bu da bugün burada olduğun için."

Yaşları yavaşça süzülürken mumları söndürdü. Sonra üçüncü pastayı aldım. Diğer ikisine göre biraz daha büyüktü.

"Bu da kutlayamadığın tüm doğum günlerin için. İyi ki doğdun süslü."

Dileğini diledikten sonra o pastanın mumlarını da söndürdü.

"Sanırım daha güzel bir doğum günü dileyemezdim."

"Eğer ağlamaya devam edersen hediyeni vermeyeceğim."

"Hediye de mi aldın?"

"Hediyesiz doğum günü olur mu?"

Kutuyu uzatıp gülümsedim.

"Çok heyecanlıyım~"

"Umarım beğenirsin.."

Kutuyu açtığı anda sevinç çığlıkları atarak yanıma geldi.

"Tanrım! Tanrım! Onu almışsın!! Onu bana almışsın! Delireceğim!"

Sıkıca sarıldığında bencilce davranıp ben de sarıldım. Bu fırsattan yararlanmasaydım gerçek bir aptal sayılabilirdim.

"Gerçekten beğendin mi?"

"Her şey o kadar güzel ki.. Kimse beni bu kadar düşünmemişti."

"Nasıl yani?"

"Yiyecekler, seçtiğin içecekler, hediyem, pastalar ve tüm o söylediklerin.. Ben hiç bu kadar güzel hediyeyi aynı anda almamıştım. Teşekkür ederim."

Bir şeyler yemek için minderlerin üzerine yerleştik. Daha önce aldığım ve hazırladığım filmi açtım.

Bir şeyler atıştırırken onu izledik. Hislerimden bahsedersem ne yapardı? Beni öptüğü için neredeyse dünyanın öbür ucuna kaçacaktı. İtiraf edersem kim bilir ne yapardı. Düşüncesi bile korkutuyordu.

"Sence de fazla tatlı yemedin mi?"

"Her zaman böyleyim."

Bir süre daha gülümseyerek izledim.

"Çok tatlısın."

"Biliyorum."

"Pastaya söylüyordum."

"Hıh! Ben daha tatlıyım!"

"Kesinlikle."

Uzanıp yanağına dokundum. Gözlerime bakarken yanakları kızarıyordu. O an hiçbir şey umurumda değildi. Belki onun için ona saldıran sapıktan bir farkım yoktu. Fakat bu da umurumda değildi. Yavaşça yaklaştım ve dudaklarımızı birleştirdim. Küçük masum bir öpücüktü.

Bir süre öylece gözlerime baktı. Sonra filme dönüp hiçbir şey olmamış gibi devam etti. Sanırım en çok da yarından korkuyordum. Yine benden kaçarsa ne yapacağımı bilmiyordum.

Başını bana doğru hiç çevirmiyordu. Bir süre öylece bekledim. Sonra yaklaşıp fısıldadım.

"Ödeştik hm?"

Şaşkınlıkla gözlerime baktı. Sonra bir kez daha filme döndü. Tamamen saçmalamıştım. Artık ne söyleyeceğimi bilmiyordum ama en yakın zamanda bu sorunu çözmeliydim.

Housemate 2 ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora