21. Bölüm

121 8 10
                                    


(2 yıl sonra)

Bir haftalık Japonya tatilinden yeni dönmüştük. İşleri bir süredir boşlamıştım. Dört katlı mağazayı Yixing'le birlikte işletiyorduk. Tabi daha çok Sehun ve Baekhyun ilgileniyordu.

Eve döndüğümüzde Yixing ve Baekhyun ellerinde yiyeceklerle dolu tabaklarla bize geldiler. Verecekleri özel bir haber vardı. Masaya yerleşip yemek yemeye başladık. İkisi de heyecanlı görünüyordu.

"Baekhyun, sen başla sevgilim."

"Yaa~ Sen söyle Xingie~"

"Pekala ben söylüyorum."

Sehun heyecanla araya girdi.

"Biriniz söyleyin artık. Meraktan öleceğiz."

"Biz bir çocuk evlat edineceğiz."

"Ne? Gerçekten mi?"

"Hmhm."

"Bu çok güzel~ Ne zaman?"

"Bilmiyorum. Sanırım en kısa zamanda.. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?"

Sehun yanıt bekler gibi bana baktı. Bunu çok istiyordum. Fakat Sehun'a söylemeye asla cesaret edememiştim.

"Biz.. Bunu hiç konuşmadık. Değil mi Minseok?"

"Evet sevgilim. Yani ben de isterim ama.."

"Ne? Gerçekten ister misin?"

"Neden şaşırdın bu kadar?"

"Şey.. Ben de istiyordum ama sana söylemeye çekiniyordum."

Gülümseyerek elini tuttum ve arkadaşlarımıza döndüm.

"Birlikte başvuralım."

Arkadaşlarımız gittikten sonra odamıza çıktık. Kollarımın arasına girip gözlerini kapattı. Aslında onun sevgisini paylaşacak olmak hiç hoşuma gitmiyordu. Fakat minik bir meleğe aile verecek olmanın fikri bile güzeldi.

Günler sonra arkadaşlarımız ve hassas meleğimle birlikte bir kuruma gittik. Çocuklar arasında gezinip hepsiyle tek tek ilgilendik. Bir ara Sehun da ben de aynı yöne yürümeye başladık. İkimiz de aynı çocuğa bakıyorduk. Bir köşede elindeki arabayla oynuyordu. Tek başına..

O günden sonra ikimiz de o çocuğu düşünüyorduk. Yixing ve Baekhyun da bir çocukla aralarında bağ kurmuştu. Sonrası ise çok sayıda prosedürle uğraşmakla geçmişti.

Neyse ki tüm işlemlerin sonunda çocuklar için uygun bulunmuştuk. Sehun'un mutluluğunu gördüğümde kıskançlık yaptığım için kötü hissetmiştim. Onun gibi bir meleğin minik bir meleğe aile vermek istemesinden daha doğal bir şey olamazdı.

Arkadaşlarımızın evlat edindiği çocuğun adı Tao'ydu. Ailesini korkunç bir kazada kaybetmişti. Henüz altı yaşındaydı. Bakışları bile insanı büyülüyordu. O kadar sevgiye muhtaç görünüyordu ki, istemsizce ona baktığımda hüzünleniyordum. Arkadaşlarımızda o sevgiyi bulacağına emindim.

Bizim evlat edindiğimiz çocuğun adı da Jongin'di. O da beş yaşındaydı ve ailesini henüz bebekken kaybetmişti.

Çocuklarımızı aldıktan sonra iş konusunu bir kez daha açtık. Farklı yerlerde şubeler açmayı ve kendi markamızın üretimi için bir fabrika kurmayı planlıyorduk. Eşlerimiz de bu fikri destekliyordu.

Günler sonra işlemleri başlatmış, bizim evde kutlama yapıyorduk. Jongin yanımda oyun oynuyordu. Yixing'le sohbet ederken birinin ayağıma vurduğunu hissettim. Dönüp baktığımda Tao'nun bana tekme attığını gördüm. Oğlumun saçlarıyla oynamamdan şikayetçiydi.

Bu tepkiyle hepimiz kahkahalara boğulduk. Anlaşılan onlar da birbirlerini çok seven iki arkadaş olacaklardı.

Hayatımda, Sehun'la başlayan değişim, Yixing ve Baekhyun'la devam etmişti. Aşkı da arkadaşlığı da dolu dolu yaşamıştık. Şimdi ise sahip olduğumuz minik melekler sayesinde gerçekten büyüyorduk. Tanrı'ya bana verdiği her bir hediye için şükrediyordum. Her gün büyüyen ailemi çok seviyordum.

Housemate 2 ✓Where stories live. Discover now