XXI/heaven&hell

8.7K 741 411
                                    

!

high - whethan, dua lipa

&

this was - khalid, h.e.r

*

"Kabullenmek mi istiyorsun?" Kaşlarımı kaldırarak nefes nefese sordum. Kafasını aşağı yukarı sallarken dudaklarıma bakındı.

"Kabullenmek?" Son bir kez onayını almak adına bekledim. Nefesleri hızlandı, cevap vermedi ve o an söylediklerimi algılayamıyormuş gibi dudaklarımdan gözlerime çıktı bakışları.

Benden bu kadardı.

Sağ elimi elinden kurtarıp aşağı indirdim ve direk olarak parmaklarıma çarpan kilidin yuvasındaki anahtarı çevirdim. Elimi anahtardan çekerken bacağına sürterek yukarı doğru tırmandım. Hızla yükselen göğsünden parmaklarım geçip giderken gözlerini yumdu. Boynunun arkasına tutundum ve kalçamı kasıklarına doğru ittim. 

Daha fazla konuşma gereği duymadık.

Dudaklarını sertçe dudaklarıma çarptı. Diğer elimi de bırakarak kollarını belime sarmaladı ve beni yukarı doğru itti. Zıplayarak bacaklarımı önce bacaklarına, sonra da beline dolayarak yukarı doğru tırmandım. Elleri aşağı doğru kayarken sırtımı kapıdan çekti ve bir an afallayarak yeniden duvara çarptı. Dudaklarım sızlarken inledim. Canımın yandığından mıydı? Ah, hiç sanmıyordum.

Dili aceleyle dudaklarımı aralayarak sıcak ağzıma süzüldü. Ellerimi ensesinden yukarı kaydırarak saçlarını avuçladım, çekiştirdim. Dudaklarını dudaklarımın üzerinden çekerken dili dudaklarıma sürttü. Kollarımı havaya kaldırdım karanlık irislerine bakarken. Kalçasını tam anlamıyla bana bastırarak duvarda desteksiz durmamı sağladı ve ellerini çekerek tişörtümü sıvadı, bir çırpıda çıkardı.

Hiçbir şey düşünmüyordum, hiçbir şey kontrolüm altında değildi. Öyle bir mutluluk sarmıştı ki her yanımı, onunla paylaştığım her anın böyle olmasını diledim. Ona istediğini verirken, en çok da benim istediğimi kabullenerek iznimi büyük bir zevkle kullanmasını izledim. Damarlarımdaki kan tek bir yöne akıyordu ve aktığı yönde onun baskısı yüzünden köşeye sıkışmış durumdaydı.

Tişörtümle birlikte tişörtü de arkada bir yerlere ulaşırken yeniden dudaklarıma ulaştı. Ben de ellerimi boynuna sardım. Tenindeki damarları teker teker parmaklarımla okşadım ve sağ kulağındaki halka küpeyi çekiştirdim. İnlerken kalçasını yeniden öne doğru itti. Bir an duvarın içine bodoslama gireceğimi sandım. İçinde biriken her şeyi böyle kusuyordu. Bunu ben de yapmalı mıydım? 

Alt dudağını ısırdım ve geriye doğru çekiştirerek gözlerimi araladım. Sızlandı ve ıslak bir sesle dişlerine çarpan dudağını yaladı.

"Tadın..." Tırnakları üzerimdeki şortu yırtarcasına kalçama sarıldı ve sırtım yeniden sert zeminden ayrıldı. Arkasını dönerek kendiyle birlikte beni de yatağa fırlattı. Ani ve hızlı hareketi yüzünden son derece müstehcen bir şekilde üzerimde zıplamıştı. Çıplak göğsünü göğsüme yaslarken dişlerini sıktı.

"Sikeyim seni." Ağzımdaki sıcak nefesimi dudaklarına doğru üfleyerek gülümsedim.

"Lütfen yap." 

Her şey zaten hızlı değilmiş gibi daha da hızlı gerçekleşmeye başladı. Kotunun kemerini çözerken kemer tokasının sesi odada yankılandı. O soyunma işini hallederken içimde patlayan volkanları dindirebilmek adına göğsüne dokundum. Göğsünden aşağı usul usul inerken karnındaki kasları tırnaklarımın ucuyla okşadım. Kemeri büyük bir gürültüyle yere düştü. Pantolonunun fermuar kısmına ondan önce ellerimi koydum. Ellerim yerini çok çabuk kavrayıp, bunu daha önce defalarca kez yaptığımı hatırlayınca daha sakin hareket etmeye başladı.

apego ¦ jikookजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें