0.3

1.5K 128 20
                                    

"O, kırmızı mürekkep gibi dudaklarıyla, zoruna utanarak gülümsemeye çalışır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"O, kırmızı mürekkep gibi dudaklarıyla, zoruna utanarak gülümsemeye çalışır.
bu gülüş en aldatmazıdır vaatlerin."

At kuyruğu yaptığım saçlarımı düzeltirken hızlı yürümekten dolayı nefes nefese kalmıştım. Elimle çantamı sıkıca kavrayıp okul bahçesine girdiğimde, bankta oturan Jihyun ve Nayeon'un yanına ilerleyip konuşmalarını umursamadan aralarına oturdum.

"Woah! Kafama otursaydın Nana?" Nayeon bahçedekileri umursamadan tiz sesiyle bağırdığında omuz silktim. Gece sürekli uyanıp durmuştum ve güne puanım sıfırdı.

Jihyun sızlanarak, "Bizi neden erken çağırdın? Bugün bireysel dersim var ve akşama kadar okulda olacağım zaten." dediğinde kafamı sallayarak katıldım.

Taehyung ile konuşmamızın üzerinden iki gün geçmişti ve ben geceleri uyuyamıyordum. Attığım son mesajdan sonra cevap vermemişti, ben de üstünde durmamaya çalışıyordum. Ayrıca haftaya yetiştirmem gereken karakalem projem vardı fakat daha tek bir çizik bile atmamıştım. Bunun yanı sıra, önümüzdeki hafta babama yeni dövme şekilleri konusunda yardım edeceğime söz vermiştim.

"Basket takımının koşusu var. Koç ceza verdiği için ders başlayana kadar ön bahçeyi turlayacaklar."

Kaşlarımı çattım. "Yani?"

"Yanisi Kim Taehyung'u izlemek için bu fırsatı kaçıramazdım. Teneffüslerde sınıftan çıkmıyor ve her gün okul nöbetçisinin yerine sınıfa giremeyeceğime göre bulduğum fırsatları değerlendirmeliyim. Eee, tek başıma burada dikilsem dikkat çekeceğim için sizi-" Nayeon heyecanlı şekilde anlatmayı bırakıp okula doğru kitlendiğinde baktığı yere döndüm. "İşte geldi."

Basket takımı, okul kıyafetlerinin üzerine geçirdiği formalarla hizaya geçtiklerinde Jungkook kaptan olarak en öne geçip koşuyu başlatmıştı. Hepsinin yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı fakat koçun camdan onları izlediklerini adım gibi biliyordum. Kaytaramazlardı.

Gözüm arkalarda koşan Taehyung'u bulduğunda, şimdiden terleyen saçlarının yüzüne yapışmasını engellemek için siyah bandanasını geçiriyordu. Geniş alnındaki boncuk boncuk terleri buradan görebiliyordum. Güneş bugün normalden daha yakıcıydı. Yine de iki kat giysiyle koşarken suratını asmamıştı ama ifadesizdi.

Ben olsam ağlayarak koşardım...

"Neden o?"

Jihyun'un soruyu bana sormadığını biliyordum fakat üstüme alındım.

"Yani aralarında en huysuz olanı o. Geçen alt sınıflardan bir kızın proje için hazırladığı soruları yanıtlamayıp üstüne terslediğini hepimiz gördük. Diğerleri daha kibar ve ilgi çekici bence. Sadece yakışıklı olduğu için mi onunla ilgileniyorsun?"

Bu sorunun cevabını kendime bile cevaplayamadığım ve düşünmek istemediğim için sessiz kaldım. O gün ben de koridordaydım ve herkesin aksine bütün olayın sonuna değil, başına yetişebilmiştim.

Sorular müziğin ritmi ve insana hissettirdiği duygular hakkındaydı. Kızsa çok ısrarcı.

Ayağımla ritim tutarken Nayeon'un cevabını bekledim. Şu an kendi duygularım değil, yanımda oturan çocukluk arkadaşımınki önemliydi. Gözlerim, hızını artırıp Jungkook'a yetişen hafif esmer tenli çocuğun üzerindeyken, göz ucuyla Nayeon'un omzunu silktiğini gördüm.

"Sanırım evet, yakışıklı olması en önemli etken."

Kafamı öyle hızlı Nayeon'a çevirmiştim ki karşımdan bakan biri boynumu incittiğimi düşünebilirdi. Onun da dikkati bana çevrilirken dudaklarını büzerek beni daha da şaşırtacak bir şey söyledi. "Chanyeol'dan sonra bana iyi gelecektir."

Yanlış duymuş olmayı çok istedim ve hadi ama... Etrafta birçok yakışıklı çocuk vardı, onu seçmesinin sebebi daha farklı olmalıydı. Büyük bir olay olmasına gerek yoktu; Kim Taehyung, basit görünen bir özelliği ile sizi büyükeyebilirdi. Ama bu...

Bu, beni ondan vazgeçiremezdi.

Hislerime haksızlık yapıldığını düşünmeden edemiyordum.

Hızla ayağa kalktığımda bir an kontrolü kaybedeceğimi sandım. İkisinin de şaşkın bakışları bana dönerken gülümsemeye çalışarak, "Tuvalete yetişmem gereken bir konu var. Size iyi seyirler," diyip arkamı döndüm. Arkamdan gülüştüklerini duyabiliyordum ama düşüncelerim farklı bir yöne gitmeden kendimi durdurmam gerekiyordu. Dişlerimi sıkarak okulun bahçesinden geçip kapıdan girmeden son kez bahçedeki çocuğa baktım.

Yerden soluklanırken elini güneşe doğru uzatmış, dünyanın en ilginç şeyiymişcesine gökyüzünü seyrediyordu. Kalbimin hızlanması gözümü doldurmaya yetti.

Beni hayal kırıklığına uğratan sen olacaksın, Kim Taehyung...

Lütfen, sen ol.

Ühühühüh

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ühühühüh

Tam bu işte.

Siz sonlara bakmayın en iyisidbjdbd kendi kendime konuşuyorum burada. Ayrıca okuduğunuz için teşekkür ederim 🐣

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. 🎈

look at me | TaehyungWhere stories live. Discover now