2.1

1.1K 130 31
                                    

✾

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

brokenarrow: sana inanmıyorum

brokenarrow: ne yapmaya çalıştığını da anlamıyorum

brokenarrow: buraya gelmem başlı başına hataydı

brokenarrow: sana yazmam, hayatına dahil olmaya çalışmam hataydı

Mesajı yazar yazmaz dışarı çıktım ve babamı arayıp cevaplamasını bekledim. Bir yandanda başımı yere eğmiş, kimsenin beni görmemesi için çabalıyordum. Kim Taehyung haklıydı. Ben, canının acıdığını söyleyemeyen korkağın tekiydim. Göz göre göre insanlara yalan söylüyor, hiçbir sorun yokmuş gibi davranıyordum.

O, dengesizin tekiydi. Bende de denge bırakmamıştı. Bir gün önce tanımadığı birine bir şey hissetmeyeceğini söylerken, şimdi senin için her şeye katlanırım diyordu. Kimseyi yakınına almadığını söylüyor, ilginin üzerinde olmasından nefret ediyordu ama Nayeon ile aralarındaki bir konu hakkında iddiaya giriyorlardı. Saç rengi üzerine. Hem de doğum gününde.

Düşünceler arasında tam dış kapıya çıkacakken biri ismimi seslendi.

''Jungkook, hiç sırası değil.''

''Naeun, ocağına düştüm desem yeridir. Lütfen benim yerime şarkı söyler misin?''

Rolleri değişmiş gibi bu sefer ben ciddi misin dercesine baktım ve evet, ciddiydi. Kafamı iki yana sallarken, ''Beni rahat bırak, lütfen.'' dedim ama Jungkook ısrarla kolumu tuttu. Gözlerini kısıp tatlı bir gülüş sergilemeye çalışırken kafasını yana eğdi.

''Çoktan ismini verdim.''

Ağzım şokla aralanırken bir anda müzik kesildi ve sesinden tanıyamadığım biri konuşmaya başladı. Bu esnadan Jungkook beni çoktan içeriye sokmuştu. Bar tezgahlarının karşı tarafında, çaprazımda kalan sahnedeki çocuğu gördüğümde bunun en büyükleri olan Jin olduğunu anladım. Yılda bir-iki kez de olsa okula gelirdi. ''...dediğim gibi doğum günü çocuğunu geçiyorum çünkü o torpilli. Ama siz değilsiniz. Buna da ben karar verdim. Aslında ilk kurbanımı Jungkook olarak seçmiştim ama gönüllü olan biriyle başlarsak gece daha iyi geçer.''

Dişlerimi sıkarak kolumu çektim. ''Bir de gönüllü mü dedin? Bana sormadan nasıl yaparsın, Jungkook?''

Jungkook sinirlerimin bozuk olduğunu anladığında ''Üzgünüm, seni burada tutmam gerekiyordu,'' diyerek elime bir bardak tutuşturdu. ''Bunu içersen daha rahat olursun, güven bana.''

''Park Naeun, oralarda mısın?''

11. sınıflardan beni tanıyanlar ne bekliyor bu dercesine baktıklarında arkamı dönerek içeceği tepeme diktim. Vişne suyunun arasına hakim olan alkol tadı boğazımı yakarken, boş bardağı Jungkook'un eline tutuşturdum. ''Seni öldüreceğim.''

look at me | TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin