1.2

1.1K 109 40
                                    

✾

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

"Nana, tozları da alacak mıyız?"

Nayeon elindeki paspası kovanın içine koyarak suyunu sıktı. Kafamı iki yana salladım. Toz alma günü yarındı. "Başka bir iş kalmadı, merak etme. Birazdan üst sınıflara teslim ederiz nöbeti."

"Sahi, onların antrenmanı da yok. Neden gelmediler?"

Omzumu silktim. "Jungkook toplantı yapmaları gerektiğini söyledi. Şubat sonu yapılan maç hakkındaymış, önemliymiş filan."

Yer silme işi bittiğinde, su dolu kovayı dökülme ihtimaline karşılık lavaboya götürdüm. Bu sırada da Nayeon benimle geliyordu.

"Neden gönüllü oldular ki o zaman? Programları çok sıkışık..."

Aslında nöbet sırası birinci sınıflardan bir kız ile Taehyung'daydı. Sabah kızdan hasta olduğuna dair bir mesaj alınca korktuğumun başıma geldiğini anladım. Yalnız kalacaktık. Ama sağ olsun, Jungkook beni bu durumdan kurtarmıştı. Nayeon ise kütüphaneye geldiğimde çoktan buradaydı ve beni beklediğini söylemişti.

Gerçeğin ne olduğu tartışılırdı fakat ben işime geldiği için inanmayı seçmiştim.

"Taehyung'a sormadın mı? Konu açılmış olurdu aranızda."

Nayeon yanıma gelip bedenimi kalçasıyla iterek ellerini yıkamaya başladığında "Açıkçası aklıma gelmedi." dedi. "Çoğu zaman yanıtlamıyor, hem son sınıf hem de takım onu zorluyor olmalı."

Bir anlığına benim her mesajıma cevap verdiği düşüncesi içimi ısıttı.

"Ama hesabını takip etmiş."

Nayeon'un gözleri kısıldı. "İnstagram kullanmadığını sanıyordum."

Tekrar kütüphaneye dönerken omuz silktim. "Kullanmıyorum zaten. Jihyun söyledi."

Nayeon "Anladım," dercesine kafasını salladığında ikimizin de telefonuna bildirim geldi. Jihyun, annesinin kafesinde bizi beklediğini ve hemen gelmezsek promosyon için olan kurabiyeleri dağıtacağını yazmıştı.

"Kurabiye canavarı olan ben için, bu büyük bir tehdit."

Umutsuzca kıpırdanıp kapıya baktığımda nihayet Taehyung ve ismini Bobby olarak hatırladığım çocuk içeri girdi. Masalarda oturan kişilerin dikkati bir anlık dağılsa da burası okulun kantini değildi. İnek tayfa için -ki ben de sevdalanmadan önce öyleydim- popülerlik bir yere kadardı. Özellikle kütüphanede çalışılan dersi bölebilecek seçenekler yok denilecek kadar azdı. Bu yüzden herkes tekrar çalışmaya döndü.

Taehyung'un gözleri girer girmez köşede dikilen bedenlerimizi bulduğunda Nayeon gibi dik durmak yerine kitaplarımı çantaya doldurmaya başladım. Aslında onun yanımda olması daha iyiydi, kısaca görev teslimi yapıp göze batmadan çıkabilirdik.

look at me | TaehyungKde žijí příběhy. Začni objevovat