2.7

939 110 9
                                    

"Senden parlak değil ama

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Senden parlak değil ama... küçük bir mum yaktım."

"Ben Taehyung'un yanına gidiyorum. Ama önce kantine uğrayacağım, gelen var mı?"

Nayeon elini kaldırarak sırasından kalktığında, Jihyun, "Midem pek iyi değil, size afiyet olsun." diyerek elini karnına götürdü.

"Senin için sıcak bir şeyler bakacağım," Nayeon, Jihyun'a göz kırptığında ben de el salladım ve merdivenlere yöneldik. "Eee, nasıl gidiyor?"

Kaşlarımı çattım. "Ne, nasıl gidiyor?"

Saçlarını geriye atarken, gözlerini devirdi. "Taehyung ile diyorum... görüşebiliyor musunuz? Aranız nasıl?"

"Ha," diyerek uzattığımda sonunda dercesine baktı. "Açıkçası bu aralar görüşemiyoruz. Maç için sıkı çalışıyorlar, hiç vakti olmuyor. Benim de kütüphane var, biliyorsun. Son sınıflar da sınav için kulüpten ayrılınca sıra erken geliyor."

Bu arada kantine girdiğimiz için Nayeon bir şey dememişti. İstediklerimizi söyledikten sonra sırada beklerken, "Her dakika görüşmeyecekseniz, moment vermeyecekseniz, niye yordunuz beni? Sizin aranızı boşuna mı yaptım?" diye söylendiğinde koluna vurdum.

"Ya, ömrümden ömür aldınız şu iki ayda! Neler düşündüğümü bir bilsen..."

Nayeon şirince sırıttı ama yüz vermediğimi görünce söylenmesine devam etti. "Aman ne yapayım... Başta düşündüm ki; çocuk elden gidiyor diye bir atak yaparsın. Ama sen ne yaptın? Gittin anonim oldun, bir de çizim hesabından. Senin kalemini nerede görsem tanırım, Nana. Hem, bizim aramızda hiç düşündüğün gibi bir şey olmadı."

"Ona eminim," dedim direkt olarak. Artık saçma sapan düşüncelere girmeyecek kadar kafam netti. "Aklıma geldiği için soruyorum," derken siparişlerimizi almış, ayakta dikiliyorduk. "Aranızdaki iddia neydi?"

Nayeon boş olan elini önemsiz dercesine havada salladı. "Seni partiye ikna edip edemeyeceğimle alakalıydı ve bir saat kala saçlarını spreyle maviye boyamak zorunda kaldı."

Kaşlarımı çattım. "Yani, gerçekten planlı mıydı her şey?"

"Sen açılmasan bile, Taehyung her şeyi anlatmayı düşünüyordu," dedi, Nayeon. "Çok üzülüyordun ve inan bana, durum ikimiz için de dayanılmazdı."

Kafamı iki yana salladım. "Daha bilmediğim neler var bakalım?"

Nayeon hafifçe gülümsediğinde, Taehuung'un yanına gitmek için yanından ayrıldım ama daha ikimizde kantinden çıkmadan, kapının önünde konuşulanları duyduk.

"Ne yani," dedi, birinci sınıflardan bir çocuk. Kütüphaneye sıklıkla uğruyor, bir sürü not alıyordu. "Şimdi bu maçta jürinin seçtikleri, özel eğitim için Amerika'ya mı gidecek? Hem de bursla."

look at me | TaehyungWhere stories live. Discover now