1.9

1K 110 5
                                    

"Düşmedi mi hala cemre başına?Geçmedi mi yağmurun ıslak kokusu?Var mısın bu yolda yanı başımda?Yasla ruhunu bana kır papatyası

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.


"Düşmedi mi hala cemre başına?
Geçmedi mi yağmurun ıslak kokusu?
Var mısın bu yolda yanı başımda?
Yasla ruhunu bana kır papatyası..."

"Yatay bobinli olanı verir misin?"

Kenarda dizili olan makinelerden istediğini verip ışığı kapatmamak için geri çekildim. Babam deri üzerinde yalpalamaması için iğne barına paket lastiği geçirdiğinde dövmenin gölgelendirmesini tamamlamaya başladı. Hafta sonu olmasına rağmen ilk defa dükkanı bu kadar boş görüyordum. Öğleden sonra 3'e kadar herhangi bir randevu da gözükmüyordu.

Depresif halimi üzerimden atmak için sabah babamdan önce kalkmış, sanki yiyebilecekmiş gibi dört çeşit kahvaltı hazırlamıştım. Tabii ki yarısından çoğu kalmıştı ve babamın parlak zekasıyla ziyan olmaktan kurtarıp paket yaptırmış ve dükkandaki yardımcılarına getirmiştik. Daha da hızımı alamamış, babama ait olan odayı baştan aşağı temizlemiştim. Dükkan tarafına geçmek istediğimde ise müşteri geldiği için durmak zorunda kalmıştım.

Nefesim kesiliyordu.

Her gün kendime daha ne kadar çaresiz hissedebilirim ki diye sorduğumda, ertesi gün yaşadığım şeyler beni dibe çekiyordu. Düzenli olarak yalan söylüyor ve hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam ediyordum. Başta kendimi o kadar kandırmıştım ki... Güya niyetim Taehyung'dan vazgeçmekti...

Ondan vazgeçemiyordum. İmkansızdı. Kim Taehyung, hazırlıksız yakalandığım bir kanserdi. Aniden olandan bahsetmiyordum. İki yıldır küçük bakışlarla, sadece benim gördüğüm-kafamda uydurduğumu düşündüğüm- tarafıyla içime öyle işlemişti ki hiçbir şey beni ondan alıkoyamıyordu. İlaçlarla uyuşuyor, etki geçince sızı büyük bir acıya dönüşüyor ve beni tüketiyordu.

Her şeyin yazıldığı kadar kolay olmasını isterdim.
Bu kanserden kurtulmak isterdim. Ama geç kalmıştım, son evreydi.

"Naeun?"

Babam seslendiğinde irkilerek yaslandığım duvardan doğruldum. Kaşlarını çatmış, düşünceli gözlerle bana baktığında sabahtan beri dengesiz davranışlarımın kafasını karıştırdığı belliydi. İrice açtığım gözlerimi kaçırarak dudaklarımı birbirine bastırdığımda müşterinin çoktan ödeme yapmak için kapının oradaki kasaya yürüdüğünü gördüm.

"Beni takip et." Kafamı dağıtmak için geldiğim yerde durduk yere dalmalarımla çok yardımcı olmadığımın ve bu anın geleceğinin farkındaydım. Babamın bilgisayar ve benim çizim yapmam için koyduğu masa ile sandalyeden ibaret olan küçük ama havadar odasına geçtiğimizde sandalyelerden birine oturmak yerine duvara yaslanmayı tercih ettim.

"Konuşmaya ne dersin?"

Acı çektiğini söylemeyecek kadar korkak olan sensin.

"Bebeğim, ne oldu?" Ellerim hızla yüzüme kapandığında babamın telaşlı sesini duydum. İplerin koptuğunu söyleyemezdim, belki biraz daha dayanabilirdim ama inceldiği ve artık keskinleştiği kesindi. Yanağımdan akan yaşları sertçe sildiğimde "Konuşmaya gerek yok, daha değil," diye mırıldandım.

Babam dudaklarını ıslattı. "Bak, biliyorum. Sana yardımcı olamadığımın farkındayım. Zorlanıyorsun. Eskiden çizim yaparak konuşurdun benimle ama şimdi kalemlerine dokunmuyorsun bile. Sadece..." Derin bir nefes aldığında kızaran gözlerini üzerime dikti. "uzaklaşmıyorsun, değil mi? Sadece... konuş ve bitsin. Seni zorlayan ne varsa, anlat. Arkanda duracağım."

"Tabii ki arkamda duracaksın, sen benim babamsın."

Gülmeye çalıştığımda daha çok can çekişir gibi bir ses çıkmıştı ama bir anlık yaşadığım boşalmanın iyi geldiğini hissediyordum. Babam bir müddet suratıma bakıp duygularımı anlamaya çalıştığında parmaklarımın ucuna çıkarak sarılıp rahatlatmaya çalıştım. Uzun zamandır tek başınaydı ve beladan beter bir kız çocuğu ile uğraşıyordu.

Yaklaşık yarım saat içerisinde yaşadığım duygu karmaşasından kurtulup babamı iyi olduğuma ikna ettikten sonra eve geçmek için dükkandan çıktım. Hava oldukça yağmurluydu ve yatağıma kavuşmak için sabırsızlanıyordum. Evimize pek yakın olmayan bir yerden indirse de daha fazla ıslanmamak için gelen otobüse binmek zorunda kaldım. Kulaklığı takıp ağladığım için acıyan gözlerimi dışarıya dikerken ne yapacağımı düşünüyordum.

Tam o esnada avucumdaki telefon gelen bildirimle titredi.

je0n_jk: Akşam Taehyung'un doğum günü için aramızda erken bir kutlama yapıyoruz

je0n_jk: Gelmek ister misin?

Kafamda canlanan bir şeyler vardı. Umarım batırmazdım.

-batırdı-

Yani benden bahsediyoruzzzzzzz, her an her saçmalığı yapabilirim. Aslında bölüme başlarken nerede, ne yapılacağı kafamda oturmuş oluyor ama yazarken değişiyor. Belki text bölümlerinde fark etmişsinizdir.

Sizi rahatsız eden, kopukluk yaşadığınız bir yer olursa bana ulaşabilirsiniz. Uzun uğraşlar sonucu instagram adımı istediğim gibi yapabildim. Orada daha aktifim, konuşmak ya da tanışmak isteyen varsa seve seve bekliyorum :3

İg: skygger

👀 " hadi canım," dediğinizi duyabiliyorum :D

İyi geceler🌙

look at me | TaehyungOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz