Tamamlandı•
Sevilmek Kim Taehyung'a o kadar yakışıyordu ki sevmenin üzerinde nasıl duracağını merak ettim. O ise ne kadar tehlikeli olduğunu kanıtlarcasına attığım okları kırıp beni müzikten soğuttu.
brokenarrow: bak bana, bak bana.
kapak tasarımı:...
К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.
"Sonunda baktın bana..."
✾
Hayal gibi bir gece yaşıyordum.
Şu an gözümü açtığımda kendimi odamda bulsam çok şaşırmazdım. Zaten az olan alkol tamamen bedenimden arınmıştı ve daha dinç hissediyordum. O şeyden sonra Taehyung bedenimin yükünü üzerine almış, beni mekanın arka tarafından geçirerek bir odaya girdirmişti. Başta bunun farklı amaçla kullanılan odalardan olduğunu düşünsem de mekanın Jin'in ailesine ait olduğunu söyleyerek beni rahatlatmıştı. Büyük ihtimalle oda da ona aitti. Yatağın başında beraber çekindikleri fotoğraf vardı.
''Naeun, sabaha kadar içeride mi duracaksın?''
Odaya girer girmez ayılmak için içerideki banyoya girmiştim. Ama girmez olaydım. Nayeon'un geçen ay indirimde diye zorla götürdüğü kozmetik mağazasına aylık harçlığımı vermiştim ama şu hale bakın! Aldığım rimel gözümün altına bulaşmış, zar zor çektiğim eyeliner beni tam bir pandaya çevirmişti ve rujum çeneme kadar yayılmıştı. Ah... bu kısımda tek suçlu ben değildim.
Yüzümü temizledikten ve biraz insana benzedikten sonra dudaklarımı ısırarak banyodan çıktım. Taehyung yatağın kenarına rahat bir şekilde oturmuş, telefonu ile uğraşıyordu. Başını çevirmeden kirpiklerinin altından bana baktığında gözlerimi kaçırdım ve kenara bıraktığı kahve bardağını almak için arkamı döndüm.
''Bence bu... iyi bir fikir değil. Ceketini giymelisin.''
Aklıma gelen elbisenin detayıyla kahve boğazımda kalırken, hızla önüme döndüm. Öksürerek yatağın üzerinde bıraktığım cekete uzandığımda, Taehyung kolumdan tutarak yanıma çekti. ''Ne yapıyorsun?''
''Seni konuşturmaya çalışıyorum.''
Burnumun ucunda olan yüzü aklımı karıştırırken, yatağın ucuna kayarak, ''Böyle yaparsan küçük dilimi yutarım, aptal.'' diye söylendim. Taehyung dediğimi duyarak sesli bir şekilde güldüğünde gözlerimi devirdim. Her hareketi başlı başına zarardı.
Ceketi üzerime geçirip açtığım saçlarımı önüme getirirken, dışarıdan gelen müzik sesiyle kaşlarımı çattım. ''Senin partide olman gerekmiyor muydu, doğum günü çocuğu?''
Taehyung çenesini kaşıyarak kolundaki saate baktığında, ''Teknik olarak doğum günüm 12 dakika sonra,'' dedi. ''Bu daha çok Jungkook'a yarayan bir kutlama oldu ve eğer misafirlerden biri kaçaklık yapmasaydı, ben de aşağıda olabilirdim.''
Söylediği şeyde onu haklı bulduğum için sustum. Çünkü kaçacaktım. Baya ciddiydim bu konuda. Ama beni durdurmuş ve hatta geri dönülemez bir yola sokmuştu.
''Anonim olmayı bile beceremedim, değil mi?''
Dudaklarımı ısırarak ona baktığımda gülmesini bekledim ama derin bir nefes alarak yatağa uzandı. Dirseğine yaslanarak bana döndüğünde ''Aslında senin olduğun hakkında tahminlerim vardı,'' diye mırıldandı. Kaşlarımı kaldırarak ciddi misin dercesine baktığımda gülümsedi. ''Hadi ama... elin yüzün karalı halde geziyordun ve ne zaman seni görsem orayı burayı çizip duruyordun. Ama dediğim gibi, ihtimal vermedim çünkü iyi bir oyuncuydun ve aynı zamanda bana karşı soğuktun.''
