Giriş

10.2K 551 97
                                    

"Ah Kai gelsene beklettim seni kusura bakma." Kai arkasından kapıyı kapatarak ofisin içine girdi ve iki elini önünde birleştirdi.
"Eminim seni ne için çağırdığımı merak ediyorsundur." Dedi masanın diğer tarafındaki kadın. Gözlüklerini çıkardı ve Kai'ye oturması için ön koltukları gösterdi. "Otursana"

"Ben böyle iyiyim Efendim." Kai omuzlarını dikleştirerek söyledi.

"Ne kadar inatçı olduğunu bildiğim için bir kere daha sormayacağım." Dedi kadın iç çekerek. "Her neyse konumuza dönelim. Bak emekliye ayrıldığını biliyorum fakat sende beni tanıyorsun önemli olmasa seni buraya çağırmazdım." Kadın masadan birkaç kağıt alarak alması için Kai'ye uzattı. "Bu sefer yetki beni aşıyor." Dedi. "Bu fax içişleri bakanlığından." Kai'yi bilgilendirdi.

Kai hızlıca kağıt üzerinde gözlerini gezdirdi."Efendim ben istifamı üç yıl önce verdim."

"Biliyorum. Biliyorum." Dedi kadın. "Seni ordudaki ilk gününden beri tanıyorum Kai. Ne kadar iyi bir asker olduğunu biliyorum. Bu kağıt gösteriyorki bunu bilen sadece ben değilmişim. Içişleri bakanlığından özel olarak seni talep etmişler. Biliyorsun işe hükumet karışmışsa bize sorgulamak düşmüyor." Kadın şakaklarını ovdu. Stresli görünüyordu.

Kai kaşlarını çattı. Eline bir silah almayalı üç yıl olmuştu. Bu kararı vermek kendisi içinde zordu fakat şimdi...
"Benim yerime başka biri gidemez mi?" Diye sordu.

"Seni istiyorlar. Nedenini sordum, bak bu gizli bir bilgi, içişleri bakanına suikast düzenleneceği istihbaratına ulaşmışlar. Seni tanıyorum Kai. Tanrı aşkına 800 metre uzaktan hedef tahtasına adını yazabilen bir herifsin. Bu işte kimse senin kadar iyi değil. Tabiki seni isteyecekler."

Kadın çekmecesini açıp bir silah ve kimliği masanın üzerine bıraktı. "İş hakkında seni bilgilendireceklerdir."

Kai konunun tartışmaya kapalı olduğunu biliyordu. Orduda tam on beş yıl çalışmıştı. Emirler yukardan ise sorgulamadan yapılması gerektiğini biliyordu. Kai kendini yaşadığı küçük kasabadan şehir merkezine getirdilerse ortada büyük bir sorunun olduğuna hem fikirdi.
"Evet efendim." Dedi silahı ve kimliğini masanın üzerinden aldı. Silahı kemerine sıkıştırıp kimliğini ceketinin iç cebine koydu.

"Sana benden küçük bir tavsiye Kai. Orduda çalışmak hukümet görevlisine çalışmaya benzemez. Hata yapmamaya dikkat et. Unutma, bakanın eline diken batsa suçu sende bulurlar. O yüzden o herifi canın pahasına koru."

"Evet efendim." Dedi tekrardan Kai ve asker selamı vererek odayı terk etti.

Ertesi gün adresine bir takım elbise gönderdiler. Kai siyah takımı üzerine geçirdi ve aynanın önünde kıravatını bağladı. Gece içişleri bakanını google'da biraz araştırdı. Adı Oh Sehun'du. Biraz zor bir adama benziyordu. Birkaç parlemento konuşmasını dinledi. Sadece üç yıldır bakan olmasına rağmen ülke adına çok önemli kararlar almıştı. Belkide bu yüzden ona suikast düzenlemek istiyorlardı. Tam da karşı güçlerin yok etmek istediği adam türüydü.

Kai silahını alıp evden çıktı. Içişleri bakanlığı şehir merkezinden yarım saat uzaklıkta bir yerdeydi onu almak için bir araba göndermişlerdi. Kai ceketini düzelterek arabaya bindi. Kai'ye arabada bakanın günlük planıyla bilgilendiler ve birkaç küçük göz dağı verdiler. Dışarda dikkatli olması gerektiği, gerektiğinde etten bir duvar olup bakanı canı pahasına korumasi gerektiğini söylediler. Kai bunların hepsini biliyordu.

Bakanlıkta ona 'bütün sorumluluklar bendedir' tarzı birkaç kağıt imzalattıktan sonra işinin başına geçmesi için onu yalnız bıraktılar.

*
"Ben aptal değilim Siwon. Beni Kuzey Kore'yle yaptığım anlaşma yüzünden ortadan kaldırmak istediklerini biliyorum. Ama şunu da unutmaki bir 'Korkak' asla değilim." Bakan'ın gözleri korkusuzca parladı.

"Sana korkak olduğunu söylemiyorum Sehun. Sadece anlaşmayi iptal et diyorum. Bu uğurda ölmek mi istiyorsun. Deli misin!"

"Gerekirse ölürüm." Dedi. Oval masada oturan adam. "Ve unutma işin, Güney Kore içişleri bakanını korumak onun kararlarını sorgulamak değil." Soğukça diğerine yerini belirtti Sehun.

Siwon şakaklarını ovdu. "Bu kadar deli bir adam olduğunu biliyordum." Dedi. "O yüzden sana ülkenin en iyi askerini getirdim. Hatta belki dünyanın bilemiyorum."

Sehun mecliste konuşacağı konuşmasını dosyadan çıkarırken diğer adama baktı. "Herkes kendi işini yapsın Siwon. Bu yüzden kimi beni koruması için tuttuysan tut. Sadece Öldürülmediğimden emin ol." Kafasını kağıtlara çevirdi. Diğer adama bakmıyordu."Şimdi akşamki konuşmama hazırlanmam lazım beni yanlız bırak."

***

Bu giriş bölümünde biraz Kai ve Sehunun karakterini görmüş oldunuz. Ikiside oldukça zor bir adam. Bakalım ilk tanışmaları nasıl olacak.

The Minister (M)-(SeKai)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora