1.Bölüm

7.9K 535 100
                                    

"Babaaa!" Sarışın uzun saçlı minik kız babasına doğru koştu. Kai minik bebeğini her hafta sonu görmeye gelmesine rağmen onu her gördüğünde sanki biraz daha büyüyordu. Mia'nın doğduğu günden bu yana koskoca yedi yıl geçmişti ama  minik kızını kucağına her aldığında o günler dün gibi hafızasında saklıydı. Yavaşça eğilip küçük kızınının kucağına atlamasına izin verdi.

"Bebeğim." Dedi kızın sarı saçlarını öperken.

"Babacım seni çook özledim!" Tatlı sesiyle Kai'nin kulağına kıkırdıyordu. Babasını gördüğü için çok mutluydu. Onu her zaman göremiyordu. "Neden daha önce gelmedin."

"Bebeğim, babanın işe gitmesi gerekiyordu." Dedi kızla birlikte evin ön verendasına yürürken.

"Annem senin ķötü adamları durduran bir kahraman olduğunu söyledi babacığım! Tıpkı örümcek adam gibi değil mi babacığım!"

"Evet, evet örümcek adam gibi." Kai kızına cevap verirken kapı pervazına yaslanmış eski eşini gördüğünde durdu. Açık mavi seten bir gömlek ve yine açık mavi bir jeans giymişti. Karamel saçları bakımlı ve sağlıklıydı. Kai karısının yani eski karısının güzel göründüğünü düşündü. Hatta birlikte oldukları zamandan çok daha iyi duruyordu. Kai gittikten sonra artık kendine daha fazla vakit ayırmaya başlamış olmalıydı.
"Selam, Lena" dedi alçak bir ses tonuyla.

"Selam" Diye yanıtladı genç kadın. "Yeniden işe dönmüşsün"

"Evet, öyle oldu." Dedi Kai kızını yere indirirken.

"Tekrar kurşunların arasına döndüğün için mutlusundur. Tebrik ederim." Kadının ses tonu Kai'yi iğneliyordu. Hatta biraz da yaralıyordu. Neden boşandıklarını bir kez daha hatırladı."Buraya gel bebeğim" dedi kadın Mia'nın elini tutup yanına çekti.

Kai iç çekti. Asla düzeltemeyeceği şeylerden biri de Lena'ya yaşattığı hayal kırıklarıydı."Lena.."

"Söylesene Kai." Diye sözünü kesti Lena.Kızının kulaklarını iki eliyle kapattı."Bir gün bu zil çalacak ve önümde iş arkadaşlarından biri olacak, bana senin şehit olduğunu söyleyecek sonra da kırk beş dakika boyunca yakama küçük bir iğneyle tutturdukları bir resminle, bayrağa sarılı tabutunun başında ağlayacak mıyım?" Gözleri dolmuştu. Tekrar kurşunların arasına girdiği için Kai'ye kızıyordu. Kai onu anlıyordu.

"Lena ben risklerin farkındayım." Dedi Kai, eski karısının koluna dokundu ama kadın kendine sıcak bir şey temas etmiş gibi hemen geri çekti.

"Hayır Kai. Farkında olman gereken tek şey bir gün Mia'yı babasız bırakacak olman." Kadın dolan gözlerini koluna sildikten sonra kızına seslendi."Mia, tatlım hadi babaya güle güle de."

Mia gülümseyerek babasına sarılıp yanağı öptü."Görüşürüz babacığım."

Lena kızını içeri çekti ve kapıyı kapatmak için yeltenince Kai verandadan seslendi."Seni üzmek istemedim Lena.."  Lena sessizce cevap verdi. "Evet istedin." Ve sonra kapı Kai'nin yüzüne yavaşça kapandı.
*
Kai, bakan arabasının önünde beklerken etrafı gözetliyordu. Dün ilk günü olduğu için çevre güvenliğinden sorumlu olduğunu yarın bakanın kişisel koruması olacağını söyledikleri için bakanla kişisel olarak daha tanışmamışlardı.

"Bu konuşma çok uzun Kris. Bu konuşmayı yazarken ne yapmayı planlıyordun tüm kamuoyunun bunu dinlerken uyumasını mı?" Sehun, sitem etti. "Peki bu ne!" Dedi kağıdın üzerindeki bir noktayı işaret ederek.
" 'Amaçlanan tüm hedefler biz Kanaat önderlerince...' " kağıttan bir satır okudu."Ben sana ne dedim. Liderlik ile ilgili hiçbir kelimeyi konuşmamda görmek istemiyorum. Demedim mi?"
Sehun etrafa sinir saçıyordu. Yürümeyi keserek kağıtları alması için Kris'in karnına sertçe itti.

Kris mahçup bir şekilde kağıtları eline aldı. Bakan sinirliyken etrafındakilerin ne hissettigini önemsemiyordu. Sadece her şeyin dört dörtlük olmasını istiyordu."Ben düşündüm ki..."

"Düşünme Kris!" Fazla bağırdığını farkedince durdu. "Konuşmayı bu akşama kadar tekrar yaz." Dedi.

"Ama efendim bu konuşmayı yazmam bir haftamı aldı. Bu akşama kadar yenisini yetiştirmem imkansız."

"Bak sana iyi bir haberim var Kris akşama daha dört saat var." Saatine bakıp arabasına döndüğünde Krisi arkada bıraktı. Arabasının önünde duran yeni yüzü gördüğünde duraksadı. Siwon'un bahsettiği asker olmalıydı. Sehun adamı süzdü. Uzun boyu ve kore standartlarına göre kavruk bir teni vardı. Sehun, Siwon'un bu adama fazla güvendiğini düşünmüş ve gece CV'sini istemişti. Doğu afganistanda altı yıl görev yapmış, gönderildiği tüm operasyonları başarıyla yapmıştı. Esmer tenini afganistanda geçirdiği yıllarına borçlu olmalıydı. Yanına geldiğinde önünde durdu diğer adam ona sıkması için elini uzattı.

"Ben yeni korumanız Kim Kai, Efendim." Korumadan gelen ses ciddiydi. Sehun adamın elini kısa bir süreliğine sıkıp makam arabasının arka koltuğuna geçti. Kai de şöför koltuğunun yanına oturdu ve merkeze istihbarat verdi. "Saat üç kırk dört.Lavanta yola çıkıyor."

Araba trafikte ilerlerken içerisi sessizdi. Kai dikiz aynasından bakana baktı. Gözüne taktığı gözlükle bir şeyler okuyor ve altlarını çiziyordu. Bakan, izlendiğini hissetmiş olacak ki kafasını kaldırıp baktığında Kai'yle kısa bir süreliğine göz göze geldiler. Sonra işine geri döndü.

"Ilk çıkıştan sola dönün Bay Colin." Dedi Kai, yaşlı şoföre.

"Ama biz her zaman bu yolu kullanırız." Şoför şaşkınlığını gizleyemedi.

"Şehir merkezinin yollarını kullanmamız daha güvenli."

"Şehir merkezinde trafik yoğundur Bay Kai.Yolumuzu bir saat daha uzatır." Dedi yaşlı adam. Sehun'da arka koltuktan konuşmaya kulak kabarttı.

"Geç olması güç olmasındar iyidir." Dedi Kai.

"Bay Kai. Endişenizi anlıyorum fakat Bay Colin  benim üç yıldır şoförümdür kendisi ne yapacağını bilir." Sehun arkadan söyledi. Kai dikiz aynasından Sehun'a baktığında gözlüğünün altından kendisine baktığını gördü.

"Siz kendi işinizi yapın efendim, bende kendi işimi." Dedi Kai. Sehun tek kaşını kaldırmıştı."Böyle yaparak sadece sizi korumamı zorlaştırıyorsunuz." Kai söylediğinde Sehun tekrar kağıtlarına döndü.

"Her zaman ki yoldan gidin Bay Colin." Dedi Sehun. Kai'yi takmadı.

Araba her zamanki güzergahında seyrederken Kai pes etti...

**

Kainin sehuna lavanta demesinin sebebi bilgi güvenliğini sağlamak için.

The Minister (M)-(SeKai)Where stories live. Discover now