19. Bölüm -Cennet-

7.1K 459 148
                                    

Sehun,elini başının altına koyduğunda yatakta dirseği üzerinde yükseldi. Yatakta yan bir şekilde uzanıyor yanında uyuyan Kai'yi izliyordu. Sabahın erken saatlerinde kalkmıştı. Pek uyku tutmamıştı, hoş Kai yanında yatarken uyumak düşüneceği son şey olabilirdi. Sehun uzanıp rahatsız etmemeyi umarak Kai'nin alnına düşen siyah tutamlarını geriye attı. Sehun Kai'nin her zerresine aşık olduğunu farketti. Daha önce çok detaylı bakmasada vücudunu görmüştü ama şuan Sehun incelediğinde hayran olmamanın elde olmadığını düşündü. Kai yanında uyurken üst bölümü çıplaktı. Kai geri kalan her şeyi gibi vücuduna da iyi bakmış olmalıydı. Sert kaslarla bezenmiş vücudu tapılasıydı. Göbek deliğinin altından başlayıp eşofmanının içine doğru kaybolan kılları vardı. Göğsü gergin, kol pazusu şişkin, uylukları güçlüydü. Çok belirgin karın kasları olmasa da varlıklarını belli ediyorlardı. Sonuçta Kai uzun dönem askerlik yapmıştı. Sürekli idmanlara çıkıyor, zorlu şartlar altında çalışıyordu. Bu şartlar altında böyle bir vücuda sahip olması kaçınılmazdı.

Sehun'un gözleri Kai'nin boynunda asılı künyeye kaydığında alt dudağını ısırdı. Kai ne Luhan'ın ne de Lena'nın eşyalarını takmayı bırakmıştı. Sehun bunun için onu zorlamadı çünkü kendini Kai'ye karışabilecek bir yerde görmüyordu. Aralarında bir şeyler vardı ama bir şeyler yoktu da. Daha ilişkileri hakkında oturup konuşmamışlardı. Sehun'un Kai'yi ilk öptüğü zamandan beri ilişkiyi akışına bırakmışlardı.

Kai üzerinde olan bakışları hissettiğinde gözlerini açtı. İkisi birkaç saniye için orada durup sakince birbirlerini izlediler.

"Günay-" Sehun söyleyecekken Kai tek parmağını usulca Sehun'un dudakların üzerine koydu. Hafif bir temastı ama Sehun'un susması için yeterliydi."Şşhh..."Kai fısıldadı. "Biraz daha böyle kal. Seni izlememe izin ver." Kai söylediğinde Sehun duygu yüklü bakışlarla Kai'ye baktı. Kai iki elini birleştirip kafasının altına koyduğunda delici gözlerle Sehun'un yüzünü inceledi. Yumuşak saçları etrafa dağılmıştı. Beyaz teni güneş ışığı gibi pasparlaktı. Küçük dudakları pembeydi. Sehun Kai'den sadece bir yaş genç olmasına rağmen yirmilerinin sonundaymış gibi görünüyordu. Bunca güzelliğin içerisinde Sehun erkeksiydi. Çene kemikleri keskin gözleri deliciydi. Omuzları geniş, beli inceydi. Kai'nin Sehun'a düşmesi için sebep çoktu.

"Cennet gibisin Sehun. Ölüp sana gelesim var." Kai söyledi. Sesi öyle berraktı ki Sehun içerisinde barınan tüm duygu tanelerini gördü. Yoğun bakışlar altında titredi. Sesizce iç çekti. Göğsü hafifçe yukarı kalkıp geri indi. Şu andan itibaren sessiz kalmak zordu.

Bir bacağını Kai'nin üzerinden aşırdığında Kai sırtını yatağa yasladı. Sehun kucağında oturuyordu. Sehun'un dudakları kıvrıldığında Kai'nin elleri Sehun'un yanlarını kavramıştı.

"Berbat flört ediyorsun." Sehun yalandan burun kıvırdı. "İki bin on dokuz'dayız kimse artık bu sözlere düşmüyor."

"Ne? Seni uzun zaman önce düşürdüğümü sanıyordum oysaki."Kai tek kaşını kaldırdığında sırttı. Göğsüne hafif bir yumruk yemişti.

"Ellilerinde yaşlı bir adam gibi flört ediyorsun."

"Hoşuna gitmiyor mu?" Kai sordu.

"Hayır. Hayır aksine çok güzel." Sehun gülümsedi.

"O zaman sevindim çünkü aksi taktirde alışman gerekebilirdi." Kai söylediğinde Sehun üzerinden kalkıp yatağa oturdu. Dağılan saçlarını eliyle taradı.

"İşe hiç gidesim yok." Sehun tatsız bir sesle söyledi. Kai'de üzerinden pikeyi attığında doğruldu. Sırtını yatak başlığına dayamıştı. "Ne güzel her an öldürülebileceğim bir işim var. Çok şanslıyım." Sehun gözlerini devirdiğinde Kai kaşlarını çattı.

The Minister (M)-(SeKai)Where stories live. Discover now