AlışMa

4.8K 325 144
                                    

***
Sehun'u kovduktan sonra kendi kendimi yiyip bitirmiş ve en sonunda gerçek bir uykuya dalmak için yatağa uzandığımda, onun sesiyle tekrar volta atmaya başlamıştım.

Üst üste aldığım derin nefeslere bir yenisini daha eklerken avuç içlerimi kulaklarıma iyice bastırmıştım. Çünkü tek bir inleme daha duyarsam, o odaya girmekten beni hiçbir canlı alıkoyamazdı.

Yanlış bir şey yapmamak için onu odadan kovmuştum ama biraz sonra kendi ayaklarımla onun yanına gidip yanlışın alasını yapan yine ben olacaktım.

Onu zor bir durumda bıraktığımı biliyordum ama ben de çok zor durumdaydım. Bir adım ilerisinde duramayacağımı, duramayacağımızı biliyordum. Yine de kulaklarıma misafir olan yeni bir inlemeyle her şeyi siktir edip odasına daldım.

Yatağın ortasına oturmuştu. Bacaklarının arasındaki yastığa yavaş bir ritimle sürtünürken geriye attığı boynundaki damarlar inlemeleriyle kasılıyordu. Küçük pembe dudaklarının arasından akıp giden inlemeleri vücut ısımı arttırırken adımlarım beni istemsizce ona doğru sürüklüyordu.

"Üzgünüm." Fısıldayışımla gözlerini açıp bana kısa bir bakış attığında ellerimi arkamda bağlamıştım. Ondan küçük de olsa bir cevap bekliyordum ama beni umursamadı ve yaptığı şeye devam etti.

"O yastık fazla yumuşak değil mi?" Dikkatini çekmek için tekrar konuştuğumda bu sefer durmuş ve direkt olarak gözlerimin içine bakmıştı. "Evet. Daha sert bir şey bulamadım."

Cevap alabilmenin rahatlığıyla derin bir nefes aldığımda odanın içinde birkaç adım daha atmıştım. "Bana kızgın olacağını düşünmüştüm." Benim aksime, çatılı kaşlarıyla sıkıntılı bir nefes verdiğinde kafasını sağ omzuna doğru eğdi.

"Hımm..çok kızgınım. Tahmin edemeyeceğin kadar çok." Gözlerinin içinde küçük bir parça kızıllık, parlayıp da başımı döndürdüğünde, gözlerinden kaçmak için eğdiğim başım çıplak bacaklarına kaymış ve oradan da açık pencereye kaçmıştı.

Tenine bakmak, eşsizliğine şahit olmak bana iyi gelmiyordu.

Açık pencereye ve hafif rüzgarla savrulan perdeye bakıp tekrar iç çektiğimde, ayaklandığını hissetmiş ama ona bakamamıştım.

Çıplak ayaklarıyla yavaşça camın önüne geçti. Pencereyi kapatıp perdeyi örtmek üzereyken olması gerekenden fazla oyalanmıştı.

Ona bakmamı istiyordu, onu görmemi istiyordu.

"Beni kovdun." Eli hala perdedeyken sarı saçları, sırtı ve çıplak bacakları tam karşımdaydı.

"Ödeştik o halde. Sen de beni kovmuştun, birçok kez." Kendi kendime mırıldandığımda, keskin kulakları söylediklerimin bir kelimesini dahi kaçırmamıştı. Cevabı da gecikmedi.

"Seni kovduğumda, yetersiz hissettin mi?" İma etmeye çalıştığı şeyi anlamak için çaba harcarken, kaşlarımı çatmış, sonunda anladığımda ise şaşkınlığıma ve sinirime yenik düşüp sesimi yükseltmiştim. "Saçmalıyorsun, sana yetersiz hissettirmek gibi bir niyetim yoktu!"

Kollarını göğsünde bağladığında sırtı hala bana dönüktü. Hızlı birkaç adım atıp arkasında durduğumda bir elim bel boşluğuna yerleşmişti.

Bana bir ömür gibi gelen bu kısa sürede parmaklarımın belindeki boşluğa ne de güzel oturduğunu düşünmek içimde tarifi imkansız bir alışkanlık ihtiyacına sebep olmuştu. Parmaklarımdan birini tenine iyice bastırdığımda, bir bağımlıya döneceğimden habersizdim.
"Duramamaktan korktum Sehun. Pişman olmandan korktum."

White Wolf ~ SekaiWhere stories live. Discover now