Ayna

4K 271 32
                                    

***
Yeni Chanbaek kurguma da bakarsanız çok sevinirim, öptüm ^^
***

"Sana daha önce söyleme fırsatımız olmadı."

"Aslında alfa Jongin bizi yanına yaklaştırmadı. Bu yüzden ikimiz aramızda saklamak zorunda kaldık."

Baekhyun ve Yixing nefes dahi almadan konuşmaya devam ederken ben sessizce ihtimalleri değerlendiriyordum.

"Yine de... çok riskli bir şey yaptınız. Luhan kötüleşebilirdi." Sıkıntıyla söylediğimde Baekhyun göz devirdi. "İlacı ilk döken kişi sendin."

"Bunu nereden biliyorsun?" Kaşlarımı çatıp söylediğimde kollarını göğsünde birleştirdi. "Luhan'a ilacını içip içmediğini sordum. Bütün şişeyi saksıya döktüğünü söyledi. Hatta biraz kafası karışmıştı. Çiçeğin büyümesini istediğin için böyle bir şey yaptığını düşünmüş. Sonra bir baktım çiçek ölmüş. İçime bir şüphe düştü ben de Yixing'e anlattım."

Luhan'ın masum fikrine gülümsediğimde konuşmayı Yixing devralmıştı.

"Çiçeği ve toprağı saatlerce inceledim Sehun. Kesinlikle ilaç sebep olmuş gibiydi. Bu yüzden sonraki gün gelen ilacın bir kısmını gizlice alıp bazı deneyler yaptık ve ilacın temas ettiği her şeyi kötü etkilediğini fark ettik. Bu etkilerin bazıları çabucak ortaya çıksa da bazıları beklediğimizden daha uzun zaman aldı. Ama yine de olumlu tek bir yanını göremedik. Bu yüzden günlerdir ilacın tamamını stoklayıp Luhan'a saf meyve suyu veriyoruz. İçinde ilaç olmadığını bilmiyor."

İçimdeki sıkıntı gitgide büyürken Baekhyun omzuma dokunup tekrar dikkatimi çekti. "Sehun sen de bir şeylerin ters gittiğini fark ettin değil mi? Durup dururken dökmezdin ilacı."

Aslında evet. Sadece garip olduğunu hissetmiş ve bir şekilde Luhan'ın içmesini istememiştim ve sonuçta çiçek de ölmüştü. Baekhyun cevap vermediğimi gördüğünde pencereden dışarıya doğru sarkıp Luhan'a seslendi.

"Luhan, Sehun'a saçlarını göstermek ister misin?" Küçük ayaklarının koşarken çıkardığı sesler gittikçe yaklaştı ve Luhan hızlıca eve girip aynı hızda merdivenleri çıktı. Aslında buraya, Chanyeol'un evine gelirken onu görmüştüm ama herhangi bir farklılık dikkatimi çekmemişti.

Luhan sonunda gelip de tam önümde durduğunda yanağını okşayıp küçük bir öpücük vermiştim. Kıkırdamaya başlarken ellerim saçlarına kaydı. Açık kahverengi saçları ensesinin biraz aşağısına kadar iniyordu. Kafasını sallayıp gözlerinin önüne gelen saçları da itiştirdiğinde gerçekten birazcık da olsa uzadığını fark ettim.

"Saçların seni rahatsız ediyor değil mi?" Kısık bir sesle söyleyip gözlerinin kenarına düşen birkaç inatçı teli onun için ittirdiğimde sadece gülümseyip yüzümü inceledi. Hep böyle yapıyordu zaten. Bazen bana bakarken beni duymadığını düşünüyordum. Öylesine dikkatli izliyordu ki kendini tamamen dış dünyadan soyutluyor gibiydi.

Sonunda oturduğum yerden kalkıp onu kucağıma aldım. Tıpkı ilk karşılaştığımızda onu taşıdığım gibi. Birazcık daha ağır geldiğini düşünüyordum ama bir türlü emin de olamıyordum. Onu yere bırakıp biraz düşündüm. Bu süre zarfında şaşkın şaşkın beni izliyordu. Bu sefer onu tek kolumla kucağıma aldım. Sürüsüne bırakmak için yürürken yorulduğunu söylediğinde taşıdığım gibi. Kafası fazlasıyla karışmış görünüyordu ama benim kafam onunkinden daha karışıktı.

Böyle tam anlayamadığımı düşünüp odanın içinde gezinmeye başladım. Gerçekten ağırlaşmış mıydı yoksa bu tamamen beynimin inanmak istediğine inandırmaya çalışma şekli miydi?

White Wolf ~ SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin