35. Bölüm: "Mutluluğun formülü part 2"

3K 215 125
                                    

35

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

35. B Ö L Ü M / part 2

Keyifli okumalar!

🔗

           Nihayet aşılamayacak kadar yüksek olmayan renkli taş duvara vardık. Hastaların kendilerini daha iyi hissetmeleri için duvarlar boydan boya rengarenk boyanmış ve üzerilerine farklı figürler çizilmişti. Omzumun üstünden geriye baktım. Ha yaklaştı, ha yaklaşacaktılar. Çevrilip Yavuz'a baktım. Gözlerini kısmış duvara bakıyordu.

"Önce seni çıkaralım!" dedi hemen ardından.

İtiraz etmeye zaman bulamadan yaralı elini bile hiçe sayarak beni belimden yakaladı ve havaya kaldırdı. Bunu yaparken inledi. Canı yanmıştı belli ki. Paniklemek yerine ona ayak uydurarak bacaklarımı duvarın üst tarafına yerleştirdim ve hemen diğer tarafa zıpladım. Hemen ardımdan doğrulup duvara doğru uzandım. Yavuz yukarıya çıktığında kolunu kavradım ve inmesine yardımcı oldum.

Eli kanıyordu. Elini saran beyaz bandaja kırmızı lekeler bulaşmıştı. "Elin kanıyor.." diye mırıldandım sarılı elini sıkı sıkı tutarken. "Dikişlerin patlamamıştır İnşallah.."

"Bir şey olmaz. Gidelim hadi!" dedi nefes nefese. "Bizi yakalamamaları lazım!"

"Meraklanma, yakalanmayacağız.." dediğimde güvenverici bir tebessümle baktı bana. Elimi sıcacık avucunun arasına aldı, parmaklarımızı birbirine kenetledi.

"Şu tarafta.." diye mırıldandım, elinden çekiştirerek arabanın olduğu yöne doğru ilerlemeye başladım.

Uzaktan kumanda ile aracın kapılarını açtıp önce Yavuz'u ön koltuğa yerleştirdim. Aslında arka koltukta uzanmasını istemiştim ama o ön koltuğun daha iyi olduğunu söylemişti. Direksiyona geçtim. Yavuz gözlerini kapatmış derin-derin nefesler alıp veriyordu. Elini saran bandaj iyice kan olmuştu. Canı acıyordu, hissediyordum.

"Geri dönelim mi, Yavuz?" dedim umutsuzca. "Ya da başka bir hastaneye götüreyim seni.. Ya dikişlerin patladıysa?"

Gözlerini açtı. Okyanus mavisi gözleri göz kapaklarının oluşturduğu yarık arasında küçük bir inci tanesi gibi parladı. Gözlerim bu büyülü manzara karşısında sadece buğulandı. Allah özene bözene yaratmıştı gözlerini. Yer küresindeki bütün okyanusları, denizleri almış, sanki onun gözlerine yerleştirmişti. Sanki gözlerinde bütün yer küresinin denizleri, çayları, okyanusları vardı.

"Saçmalama.. Sen doktorsun, bakarsın elime evde.." dedi.

"Ama ya patlamışsa? Dikiş için hiç bir malzemem yok, Yavuz. Üstelik steril ortam gerek bunun için."

Senden Önce | Mavi Hilal | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin