46. Bölüm:"Kartopu"

4.6K 252 343
                                    

46

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

46. B Ö L Ü M 

           Gözlerimi burnuma dolan mis gibi şebboy kokusu ile açtığımda sağ tarafımda bir buket şebboy olduğunu görüp gözlerimi tekrardan kapattım. Hayal mi görüyordum acaba? Ellerimle gözlerimi ovdum, yatakta doğrulmaya çalıştım ve gözlerimi tekrardan açtım. Yok, hayal görmüyordum. Sağ tarafımda, onun yastığının üzerinde mor, beyaz karşımı, açık kahverengi kağıta sarılmış bir şebboy demeti vardı. Demeti aldım ve üzerinde bir not var mı yok mu diye bakındım. Evet, vardı. Beyaz kağıtı elime aldım. El yazısı ona aitti.

Günaydın, güzeller güzelim :) Şimdi kalkıyorsun ve duşunu alıp, sıkıca giyiniyorsun. Saçlarını kurutmayı unutma, sevgilim. Sonra da doğru mutfağa! Benim küçük bir işim çıktı. Birkaç saate gelirim.. Üzgünüm :( Kahvaltı sözünü tutamadım gitti bir türlü..

Dudaklarım duyduğum üzüntü ile büküldü. Alışmam gerekiyordu oysa buna. Bizim hayatımız böyleydi. İlla ki bir aksilik çıkacaktı, çıkmak zorundaydı. El yazısının üzerine minik bir buse kondurup karşı komodinin üzerine yerleştirdim. Şebboy demetini derinden kokladım. En azından kendini affettirmesini biliyordu. Demeti de notun yanına bıraktım. Vazoya koyup aşağıya götürür, ona bakarak kahvaltımı yapardım artık.

Dün gece üzerimize çektiğimiz çarşaf yoktu ve ben yorganın altındaydım. Dün geceyı hatırladığımda istemsiz bir kıkırtı firar etti dudaklarımdan. Yorganı göğüslerime çekip sırtımı yatak başlığına dayadım. Yatak bomboştu. Birtek ben vardım koskoca yatakta. Onunla uyanmak istemiştim. Bu isteğim bastıralamazdı. Onunla duşta almak isterdim, aynı kahvaltı masasına oturmakta. Olmamıştı, böyle giderse olmayacaktı da.

Derin bir nefes alıp kollarımı havaya kaldırdım ve gerindim. Bu sabaha rağmen kendimi çok iyi hissediyordum.

Yataktan kalkıp yalın ayak, çırıl çıplak bir şekilde şifonyere ilerledim. Giyeceklerimi aldım. Ondan sonra banyoya geçtim. Muhtemelen, tenimde ona ait izler vardı. Aynanın karşısına dikildim. Tahminin doğru çıkmıştı. Boynum, omuzlarım, göğüslerim.. Hepsi kırmızı-morumsu morluklarla kaplıydı. Acımıyordular. Parmaklarım istemsizce morlukların üzerinde dolandı.

Gözlerimi kapatıp nefesimi üfledim. Sonra da suyu açtım. Saçlarımı iyice köpürttüm, bedenimi sabunladım. O varmış, her şey yolundaymış gibi hissediyordum. Mutlu olmak istiyordum. Bu yüzden mutlu hissettirecektim kendime. Zaten o da birkaç saate gelecekti. Belki ona geçen söz verdiğim öğlen yemeğini yapardım; Pilav.

Banyodan çıktıktan sonra saçlarımı kuruttum iyice. Bağlamadım. Üzerime beyaz, boğazlı, uzun bir kazak geçirdim. Altına koyu mavi jeans. Çoraplarımı giydim, kemerimi taktım. Kazağın ön tarafını jeansın içine sıkıştırdım. Arkasını bıraktım. Böyle daha iyi gözüküyordum. Yüzümü nemlendirdim, dudağıma çilekli nemlendiricimi sürdüm. Telefonumu arka cebime sıkıştırdım, şebboyları da alıp odadan ayrılacakken durdum.

Senden Önce | Mavi Hilal | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin