༲ 1 ༲

30.3K 1.4K 1.3K
                                    

Bismillah diyoruz. Küçük kedi Min Yoongi ve sahibi Jung Hoseok ile karşınızdayım. Yorumlarınızı eksik etmeyinn *-*
sopesheart Önerilerin için teşekkür ederim 💜

Başlama tarihi: 18.06.19

Hoseok günlerdir hissettiği yorgunluğu bir türlü üstünden atamıyordu. Sanki her şey üstüne geliyormuş gibi hissediyordu. İşten ayrıldığı için de ayrı bir stresli hissediyordu. Sırf sarkıntılık yapan bir adamı terslediği için işten kovulmuştu. O an zaten sinirinden adamı dövüp rahatlamıştı. Sonuçta işten atıldığı için kaybedecek bir şeyi olmadığından adamı dövmese üzülürdü.

Düşüncelerini bölen cama vuran küçük yağmur taneleriydi. Yağmuru izlerken kahve içmeye bayılıyordu. Hızlıca mutfağa ilerleyip kahve makinesini hazırladı. Tık sesini duyana kadar bekledi ve ses kulaklarına ulaşınca kahveyi kupaya doldurdu. Sıcak bardağı ellerinin arasına alıp yavaş adımlarla salona ilerledi.

Camın önünde ki ahşap sandalyeye oturdu ve yavaşça dışarıyı izledi. Tenha bir yer de oturmuyordu. Evinin  hemen aşağısında çocuk parkı vardı. Bu yüzden asla çocuk sesleri kesilmiyordu. Ama Hoseok bundan memnundu. Çünkü küçük çocukları çok severdi. O küçük ve şirin şeylerin hepsini severdi.

Düşüncelerini bir kenara itip elinde ki kahvesinden küçük bir yudum aldı. O sırada da gözleriyle dışarıyı seyrediyordu. Yağmurdan kaçan insanları, annesinin bacağına sarılmış küçük çocuğu, her birini teker teker izliyordu. Bir yandan kahvesini küçük yudumlarla içiyordu. Ağacın altında küçük ve kuyruklu bir şey görünce bütün dikkati ona kaydı.

Gözlerini kısarak dikkatlice baktı. O da neyin nesiydi? Camdan kayan yağmur taneleriyle görüntüsü bulanıklaşıyordu. O yüzden tam olarak seçemiyordu. Ağacın altında duran beden bir çocuğa benziyordu sanki. Minicik boyu vardı. Ama etrafa bakınca annesini görememişti. Onun için üzülmüştü. Annesizlik kötü bir şeydi. En çok da kendisinden biliyordu.

Küçük beden sanki birilerinin onu izlediğini anlamış gibi direk olarak bakışlarını Hoseok'un bakışlarıyla buluşturdu.

Hoseok tekrardan gözlerini kısarak küçük bedene dikkatli bir şekilde bakmaya çalıştı. Yüzünü görmek istiyordu o küçük bedenin ama yağmur damlaları inatla çoğalmış görememesini sağlıyordu. Hoseok sıkıntıyla oflamış biten kahvesiyle kupasını yanında ki komodine bırakmıştı.

Aslında o küçük beden sanki ona tanıdık geliyordu. Kafasında kapüşonlusu vardı ama mavi saç tutamları firar etmişti. Bir kaç gün önce de park da onu otururken görmüştü.

~ Flashback ~

Hoseok banklara oturmuş elinde ki pamuk şekerini yiyordu. Bir yandan küçük sevimli çocukları izliyordu. Elinde ki pamuk şekere de arada gülen suratıyla bakmayı ihmal etmiyordu. Tekrardan bakışlarını küçük çocuklara kaldırınca bank da oturan minik bir beden dikkatini çekti. Dikkatini çekmeyecek gibi değildi.

O çok güzel bir çocuktu. Kapüşonlusunun gösterdiği kadarıyla mavi saçları vardı. Küçük bir çocuk için saç boyamak tehlikeli değil miydi? Endişeyle tekrar küçük bedene baktı. Küçük çocuk sert bakışlarıyla diğer çocuklara bakıyordu. Diğer çocuklar onu oyununa almıyor muydu?

Hoseok küçük çocuğu kendisine benzetti. Hoseok da küçükken hiçbir çocuk onu sevmezdi ve hep dışlardı ama arkadaşı Jin hariç. Tek ve özel çocukluk arkadaşıydı Jin. Cana yakınlığıyla, gülen suratıyla ve en çok da yakışıklılığıyla dikkat çekiyordu Jin, küçükken bile yakışıklıydı ve hala öyleydi.

Düşüncelerini bir kenara itip tekrardan küçük bedene yönlendirdi bakışlarını. Küçük beden kaşlarını çatmış sıkıntıyla etrafına bakmaktan başka bir şey yapmıyordu. Hoseok onun annesinin olup olmadığını merak etmişti. Hoseok için o küçük beden çok sevimliydi. Sürekli yanaklarını şişiriyor, küçük bacaklarını sallıyordu.

Kesinlikle bu küçük bedeni tanısaydı o pofuduk yanaklarını ısırırdı. Ayriyetten küçük ayakları yere değmiyordu bile. Hoseok yüzünde ki kocaman gülüşüyle küçük çocuğu izliyordu.

Küçük beden tekrardan sıkıntıyla oflamış oturduğu yerden zıplayarak yere atlamıştı. Küçük ayakları yere değdiği gibi küçük adımlarla parkın çıkışına doğru gitmişti. Hoseok ise hayranlıkla küçük çocuğu izliyordu. Bu yaşında aşırı havalı gözüküyordu. Hadi ama o küçük bir çocuktu havalı gözükmek yerine şirin gözükmeliydi.

Elinde ki bitmiş çubuğu attı, o da ayaklandı ve etrafa bakıp küçük bedeni göremeyince evine doğru gitmeye başladı.

~ Flashback End ~

Hatırlamıştı. O küçük bedeni asla unutamazdı. Ama bu saatte neden dışarıda olduğunu anlayamamıştı. Onun için dışarısı çok tehlikeliydi. Endişeli bakışlarını tekrar ağacın altına yönlendirdiği görmek istediği küçük bedeni görememişti. Umarım ki başına bir şey gelmezdi ve o küçük beden evine gitmiştir diye iyi düşünmekten başka bir şey yapamıyordu.

Belki de o küçük bedeni her gün görürdü kim bilir?

~°~

Ya dayanamadım o kadar güzeller ki direk yazıp paylaştım. Şimdiden düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim ♡♡

CàtBoy ༲ Sopè ༲Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora