༲ 4 ༲

15.1K 1.2K 915
                                    

Minnoş yorumlarınızı eksik etmeyin 🌼

Hoseok gülerek oyuncaklarla oynayan Yoongi'ye bakıyordu. Bu sabah ona güzelce bir duş aldırmış, eh tabiki de baya utanmıştı. İnternet üzerinden onun için güzel kıyafetler almış, geldiği gibi de giydirmişti, tabii oyuncak almayı da unutmamıştı. Şimdi ise evin içine küçüğün şampuan kokusu dağılmıştı.

Hoseok çalan kapıyla gözlerini ayırmak zorunda kalmıştı.

"Şahipp! Kim geydii?"

"Bilmiyorum güzelim bakalım kim gelmiş."

Hoseok oturduğu koltuktan kalkmış kapıya doğru ilerlemişti. Israrla çalan kapıyı araladı ve karşısında Jin'le daha önce tanımadığı birisini gördü.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk Hoseok."

Kısa bir tanışma faslından sonra yapılı bedenin isminin Namjoon olduğunu öğrenmişti. Onunda Jimin adın da küçük bir kedi çocuğu vardı. Namjoon'un salona girmesiyle Yoongi kulaklarını dikleştirdi ve havayı koklamaya başladı. Hoseok küçük de gördüğü değişiklikle dikkatlice baktı. Ne yapacağını merak ediyordu.

Yoongi gözlerini kısmış bakışlarını Namjoon'a yönlendirmişti. Tıslamaya başlamasıyla Namjoon gayet normal karşılamıştı. Hoseok ise küçük bedeni ilk defa bu kadar ters görüyordu.

"Merak etmeyin üstümde başka bir kedi çocuğun kokusu olduğu için garip karşıladı ama birazdan normale döner."

Yoongi bir süre daha tıslamış hemen sonrasında oyuncaklarıyla oynamaya devam etmişti. Oda da şaşkınlıkla bakan Jin'le Hoseok'du. Az önce neler olduğunu çok da çözememişlerdi. Hoseok omzunun sıkılmasıyla bakışlarını küçüğünden ayırmış Namjoon'a yönlendirmişti.

Üçlü mutfağa ilerlemiş sandalyelere oturmuştu. Jin ve Hoseok merakla Namjoon'a bakıyordu. En çok da Hoseok meraklıydı.

"Yani temel bilgileri öğrendiğini düşünüyorum. Bakımı zor değil eğer seni sahibi olarak benimsediyse aranızda kuvvetli bir bağ oluşmuştur. Bu bağ kolay kolay da kopmaz. İkinizden birisinin ölmesi gerekiyor ki o bağ kopsun. Onun haricinde asla o bağ kopmaz. Zaman geçtikçe birbirinize daha çok alışacaksınız ve benimseyeceksiniz. Yani bir sıkıntı etme."

Hoseok onu onaylamış devam etmesini söylemişti.

"Eh bir de kızgınlık dönemleri var. En zorlayıcısı da o. Yani doğum günlerinden bir kaç gün önce belli ediyorlar. Tabiki de 16-17 yaşına geldiğinde de zorlayacak seni. Odalarda onu kendini rahatlatmaya çalışırken bulabilirsin ya da herhangi bir boş zamanında. Çünkü yaşları büyüdükçe cinsel dürtüleri ortaya çıkıyor. Sürekli sahibine sırnaşıyor."

"Yani ben istemezsem ne olacak peki?"

"İnsanlar tarafından çoğu cinsel zevklerini tatmin etmek için sahipleniliyor. Yani sen istemezsen günden güne kızgınlık dönemini şiddetli geçirir. Tabi istersen iğnelerle sakinleştirebilirsin ama kimse önermiyor bunu."

"Anladım ama aklımı kurcalayan bir şey var. Her ay 2 yaş atladıkları doğru mu?"

"Evet doğru. Şunu unutma ki sadece ilgine muhtaç birisi o. Eğer ilgi göstermezsen günden güne içine kapanır sonucunu düşünemiyorum bile. Başka merak ettiğin bir şey varsa sorabilirsin."

"Hayır, yok. Teşekkürler Namjoon, telefon numaranı verir misin? Eğer bir şey olursa direk olarak seni aramam gerekli diye düşünüyorum."

"Tabiki de."

Yoongi oyuncaklarla oynamaktan sıkılmış dudaklarını büzerek etrafına bakmıştı. Sahibi de yanında değildi ki kocaman bedenine sarılsaydı. Koltuktan bacaklarını sarkıtmış aşağıya inmişti. Küçük adımlarıyla mutfağa ilerlemişti. Hararetli konuşan üçlüye bakmıştı. Onu niye görmüyorlardı?

Sahibi artık onu sevmiyordu Yoongi'nin düşüncesi bu yöndeydi. Çünkü ona bakmıyordu bile. Aklında ki düşünceler yüzünden gözleri dolmuş alt dudağı titremeye başlamıştı. Göz yaşlarını durduramamış sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı.

Hoseok sohbetin ağlama sesi ile kesilmesiyle kafasını direk olarak mutfağın kapısına çevirmişti. Ağlayan küçüğü gördüğü gibi hızlıca oturduğu sandalyeden kalkmış küçük bedene ilerlemişti. Küçüğün önüne geldiği gibi eğilmişti.

"Güzelim niye ağlıyorsun?"

Yoongi burnunu çekmiş cılız sesiyle konuşmaya başlamıştı.

"Ş-şahipp! Şen beni şevmiyoy musun? Niye benimle ilgilenmiyoyşun? Ben üzülüyoyum."

Hoseok çok bilmiş Yoongi'nin konuşmasıyla yüzüne küçük bir gülümseme koymuştu.

"Seviyorum seni güzelim. Güzelliğin ay gibi parlarken nasıl sevmem?"

Yoongi şimdi de tam tersi gülerek ellerini çırpmıştı.

"Hobi beni şeviyoyy."

"Hobi seni seviyor güzelim."

Yoongi gülerek ellerini Hoseok'a uzatmış kucağına almasını istemişti. Hoseok küçük bedeni kucakladı. Namjoon ve Jin ikilisi de gülerek onlara bakıyordu. Hoseok kucağında ki küçükle onlara dönmüştü. Yoongi yorgunlukla esnemiş, gözlerini kısmıştı.

"Sanırım küçük Yoon'un uyku vakti."

"Evet şahip uyuyalım."

Yoongi tekrardan esnemiş kafasını gencin omzuna koymuştu. Namjoon'la Jin de oturduğu sandalyeden kalkmıştı.

"Biz gidelim artık. Görüşürüz Hoseok."

"Görüşürüz çocuklar."

Kucağında ki bedenle ikiliyi kapıya kadar yolcu etmişti. Kapattığı kapıyla beraber uyuklayan Yoongi'yle yatak odasına doğru ilerledi. Yatağına uzanmış, küçük bedeni de göğsüne yatırmıştı. Bir süre sonra göğsünün üstünde ki küçük bedenin mırıltılar çıkarmasıyla uyuduğunu anlamıştı. Hoseok mavi saç tutamlara küçük bir öpücük bırakmış gözlerini kapatmıştı.

Hayatı boyunca en huzurlu uykuyu kollarının arasında ki küçük beden sayesinde tatmıştı.

~°~

Yine ve yine çok güzeller *-*

CàtBoy ༲ Sopè ༲Onde as histórias ganham vida. Descobre agora