Çok yakın.

1.5K 52 2
                                    

Lily'den

Gerginlikten uyuyamamıştım. Saatlerdir odamda dört dönüyordum. Hem ne giyeceğimi düşünüyor hem de kendime kızıyordum. Neden böyle bir şey yaptığımı düşünüyordum. Niye erkek arkadaş dedim ki, niye başka bir şey demedim. James'e boşu boşuna da ümit verdim. Ah tamam onun gözlerine bakmaktan kendimi alamıyorum ama bu ne ya Lils salaklıkta devir açtın yemin ederim.

James'ten

Elim ayağıma dolaşmıştım. Sevgilim olmayan (olmaya yakın) bir kızın ailesiyle tanışacaktım. Bütün dolabımı yere yığarken bir beyaz gömlek ve kot pantolona karar verdim. Sporlarımı giydikten sonra hazır olduğuna karar verdim. Yolda giderken bir buket çiçek aldım. Lily'nin dediği saatte evin önün evine geldim. Derin bir nefes aldım ve zile bastım. Kapıyı açan Lily oldu; kot şort bir tulum içinede beyaz yarım bir tişört giymişti. Aslında çok güzel olmuştu.

"Günaydın." dedim neşeli ama gergin bir sesle.

"Günaydın" dedi Lily. "İçeri geç lütfen."

İçeri geçip Mrs. Evans'a çiçekleri uzattı. Mrs. Evans çiçekleri içten bir gülümsemeyle aldı. Lily ile birlikte Mr. Evans'ın yanına, salona girdik. Ve odaya girer girmez bir gerginlik bastı.

Lily'den

James'in sırtını yavaşça okşadım ve içeri girdik. Babam yavaşça ayağa kalktı ve el sıkışmak için elini uzattı. James'te yavaşça elini sıktı. Ve Petiune geldi. James'e iğrenirmiş gibi bakıp yerine oturdu. Ardından annem, Petiune ve ben kahvaltıyı hazırlamak için salondan ayrıldık.

James'ten

Mr. Evans ile yanlız kalınca daha beter stres oldum. Sessizlik içerisinde oturuyorduk. Mr. Evans bir şey diyecekmiş gibi bir hali ama en sonunda konuştu;

"Lily'le aynı binadasınız değil mi?"

"Evet efendim, aynı binadayız." dedim gergince.

"Lily bize okuldaki başarından biraz bahsetti. Eh birazcık aileni de tanımak isterim. Anlatır mısın?"

"Ee babam sihir bakanlığında çalışıyor. Annem ise St. Mungo Sihirsel hastalıklar hastanesinde şifacı."

"Kahvaltı hazır."diyerek geldi Lily.
Mr. Evans önden ben arkadan masaya doğru ilerledik.

"Nası geçti?" diye sordu Lily alayla.

"Harika!" dedim sırıtarak.

"Anladım."

"Sonunda."

Masada Lily'nin yanına oturdum ve aşırı bana yakışmayan kibar bir şekilde yemeğe başladık. Kahvaltı aşırı sessiz geçmişti. Sadece arada Petiune'nın iğrenir bakışlarına maruz kalıyordum. Kahvaltı bittiğinde içeri geçip gergin mi gergin sohbetimize devam ettik. Daha doğrusu Mrs. Evans, Lily ve Petiune bizi salonda yalnız bıraktı.

"Birlikteliğinize elbette karşı değilim, ancak kızım üzülsün istemem James. Kızımı üzersen işler değişir." Mr. Evans açıkça konuştuğunda başımı salladım.

"Elbette sizi anlıyorum. Ve size söz veriyorum Lily'i üzmeyeceğim." Kesin bir dille konuşmam Mr. Evans'ı memnun etmişti.

Kendi evime geldiğimde Sirius nöbette bekliyordu.

"Nerdesin bak bensiz bir şey yaptıysan seni affetmem."

"Pati olay büyük Lily'nin ailesiyle kahvaltıdaydım."

"Dostum bırak şakayı." Bana inanmamıştı.

"Şaka değil ciddiyim."

Lily'den

"Lily ben ilişkini onaylıyoruz tatlım. James çok nazik biri." Annem bunu dediği için kendimi hem mutlu hem de suçlu hisettim. James benim erkek arkadaşım değildi. Ve ona boşu boşuna ümitlendirdim. Belki ümidi keserdi, ah Lily aptal mısın bu adam 3. sınıftan beri sana çıkma teklifi etmiyor mu? Nasıl ümidi kessin.

James'ten

Patiye her şeyi anlatmayı bitirdiğim de ifadesi belli olmuyordu. Ama şaşırdığı belliydi. En sonunda konuştu;

"Evlilik teklifi ne zaman?" dedi yarı alayla yarı şaşkınlıkla.

"Mezun olunca."

"He ciddisin."

"Heralde yani ailesiyle tanıştım."

"E çıkma teklifi?"

"Aşırı yakın." Kararımı vermiştim, döner dönmez Lily'e çıkma teklifi edecektim.

Lily ve Çapulcular Where stories live. Discover now