Epilog: Bir aşk daha.

1.5K 39 12
                                    

Genç kız yavaşça izledi kızıl saçlı kızı düşündü, hoşlandığı çocuk neden kendisinden değilde bu kızdan hoşlanıyordu. Neden kendisinin peşinden değilde bu kızın peşinde koştuğunu düşündü.

Kendi kendine "Bu kızın sana bakmayacağını ne zaman anlayacak acaba." dedi. Fakat biraz sonra gördükleriyle dondu kaldı kızıl kız... hoşlandığı çocuğu yanağından öpmüştü. Sevgililer demek, diye düşündü. Bu gördüğüne gerçekten şaşırmıştı, ortaya saçma sapan bir 'pelerin' konusu açmıştı. Sırf ona yakın olabilmek için ama başaramamıştı. Kızı bile tehdit etmeyi düşünmüştü fakat yapamamıştı. Ve şimdi de gördüklerinin kendisine yettiğini düşündü ve oradan ayrıldı. Nereye mi gidiyordu? Her şeyin sonuna... Kız sonunda okuldan çıktı ve Lordunun yanına gitti. Kız da ailesi gibi ölüm yiyen olmuştu. Hızlıca kız da  masadaki yerine oturdu. Ve toplantı başladı.

"Hogwarts'ta neler oluyor genç Lodge?" dedi Lord.

Evra başını kaldırmadan cevap verdi "Her şey normal Lordum, hiçbir düzensizlik yok."

"Güzel peki Dumbledore?" dedi Lord.

"Pek bir şeyin farkında değil." dedi genç kız.

"İzlemeye devam et, gidebilirsin." dedi Lord. Kız ikiletmeden çıktı o ürkünç yerden. Hızlıca okuluna geri döndü ve izlemeye devam etti. Fakat genç kız düşünmeden edemiyordu, bunu yapmasa ne olur diye. Fakat bir yola başlamıştı ve devam etmesi gerekiyordu. Gözleri hoşlandığı çocuğu aradı ancak bulamadı. Kız ortak salonuna döndü.  Ve arkadaşlarının yanına oturdu.

"Neredeydin, heryerde aradım bulamadım." dedi sarışın arkadaşı.

"Öyle dolaştım." dedi genç kız.

"Duydun mu? Potter antremanda düşmüş ve hastane kanadında yatıyormuş." dedi sarışın kız.

"Öyle mi? Duymadım." dedi genç kız telâşlanarak.

"Eh, meraktan çatlamak yerine yanına git istiyorsan." dedi sarışın kız.

"Tamam." dedi genç kız, hoş o dünden meraklıydı. Ortak salondan çıkarak hastane kanadına yol aldı. İçeri girdiğinde James'in yanında yatan kızı gördü, arkadaşlarıda vardı ama onları takmadı. Ama yinede girdi.

"Geçmiş olsun James." dedi.

"Teşekkürler." dedi James.

"İyi misin?" dedi genç kız.

"Gördüğün gibi iyiyim." dedi James.

"Tamam tekrardan geçmiş olsun." dedi genç kız ve oradan ayrıldı. Genç kız ortak salona dönmek yerine, bahçeye çıktı. Hava soğuk olduğu için bahçede çok kişi yoktu. Hızlıca bir banka oturdu.  Ağlamaya başladı. Bulanığın kendisinden çok zeki olmasına sinirliydi.  Herkesin gözdesi olmasına sinirliydi. Herkesin onu sevmesine sinirliydi. En çokta James'in ona aşık olmasına sinirliydi. Elimde olsaydı şuan öldürürdüm, diye düşündü. Genç kız dahada sinirlendi, ağladı ama yinede  bir türlü kızgınlığı geçmedi. Birinin yaklaştığını hissetti ve hemen gözlerini sildi. Başını kaldırdığında karşısında Eric'i gördü.

"Ne oldu?" dedi Eric.

"Bir şey olmadı." dedi genç kız, hızlıca ayağa kalkarak yürümeye başlamıştı ki Eric kolundan tutup kendine çekti.

"İyi misin?" dedi genç adam, kızın gözlerinin içine bakarak.

"Seni ilgilendirmez." diyerek sert çıkıştı genç kız Eric'e.

"Bana ne olduğunu söyler misin?" dedi genç adam sabrının sınırını zorlayarak.

"Seni ilgilendirmez!" dişlerini sıkarak tekrar etti genç kız.

"Sana bir adım atmaya çalıştıkça, sen beni geri itiyorsun! Nedir senin derdin?" dedi genç adam sabrı taşmıştı.

"Asıl senin derdin ne?! Her dakika yanımdasın, birde ölüm yiyen oldun. Şimdi hiç dibimden gitmiyorsun!" dedi genç kız iyice siniri artarak.

"Belli değil mi? Sana aşığım ama sen Potter Potter diye ortalarda dolanıyorsun ve beni görmüyorsun." Genç kız korktuğu için kulaklarını kapattı ama yinede sesini duyuyordu. "Ayrıca senin için ölüm yiyen falan olmadım ailemin peşinden gittim ben." dedi genç adam. Genç kız kulaklarını açtı ama şoke oldu. Bu itirafı beklemiyordu.  Eric gözlerini kapatıp kendi kendine birşeyler mırıldandı. Genç kız kalktığı yere tekrar oturdu. Ama bu imkansız, diye düşündü. Eric'in  kendisine aşık olabileceğini asla düşünmemişti.  Genç adam kıza döndü, onu korkmuş bir halde görünce kendine kızdı. Yavaşça kızın başını kendisine çevirdi. Kız gözlerini kaldırıp ona baktı ve Eric konuşmaya başladı.

"Şimdi anladın mı beni? Neden yanından ayrılmadığımı anladın mı?" dedi genç adam. Kız kafasını  sallamaktan başka bir şey yapamadı. Genç adam, kızı yavaşça kaldırdı ve beline girip ortak salonlarına yürümeye başladılar.

Yazarın minik notu:

Bu kitap bitti, ben bu kitabı yazarken çok eğlendim. Umarım sizde eğlenmişsinizdir. Yeni hikayelerde görüşmek üzere.

Sihirle kalın 😘😘

Lily ve Çapulcular Where stories live. Discover now