oyun bozan | tamamlandı

Tanıtım

Ellerini birbirine sürtüp ısınmaya çalışan genç kadın, yere oturmuş ona bakarak kıkırdayan oğluna gülümsedi ve koltuk altlarından tutarak kucağına aldı.

"Karnın acıktı mı minik tosbağam?" Dedi belini okşayarak. Küçük çocuk huysuzlanarak kafasını genç kadının çıplak boynuna gömdü. "Hayır, önce yemek yemelisin sonra uyku..." dedi ve onunla beraber parktan ayrıldı.

Eve geldiklerinde arabayı garaja soktu ve arka koltukta bebek koltuğunda uyuya kalan yavrusunu kucağına aldığı gibi eve doğru yürümeye başladı. Paspasın altına elini soktu ve herzaman bulduğu anahtarı bu sefer bulamadı. Kaşlarını çattı ve uyuyan yavrusunu uyandırmamak için dikkatlice hareket etmeye özen gösterdi.

Oflayarak ayağa kalkacağı sırada evin kapısı yavaş bir şekilde açıldı ve gördüğü kişiyle dudakları aralandı. Yere oturmuş ve aşağıdan ona bakıyordu. Kocasına...

"Selam güzelim, beni özledin mi?" Boğuk sesini duyduğunda kafasını kendi kendine iki yana salladı ve ayağı kalktı. Hızla kalkmasıyla, kucağında kıpırdanan oğlu uyandı ve uyuşuk gözlerle etrafa baktı bir süre.

"Se...senin ne işin var benim evimde?" Dediğinde karşısındaki adam kaslı kollarını göğsüne bağladı ve yarım ağız bir şekilde güldü.

"Evimiz demek istedin sanırım?" Genç kadın kaşlarını sinirle çatarak geri çekildi, kucağında huysuzlanmaya başlayan oğlundan onu uzak tutmak için.

"Ateş..." dedi fısıltıyla. Oğlu artık ağlama noktasına gelmişti, derin bir nefes aldı ve devam etti. "...biz seninle ayrıldık! Daha fazla uzatmadan çık git evimden" dedi dişlerinin arasından tıslayarak.

"Onu almadan hiçbir yere gitmem!" Diyen genç adam, genç kadının kucağında ona merakla bakan küçük çocuğu işaret etti.

"Bunca zaman neredeydin allahın cezası? Neredeydin ve neden geldin?!" Diye çığlık atarcasına konuştu genç kadın, küçük çocuğu umursamadan.

"Cehennemimdeydim ve şimdi..." dedi ve derin bir nefes alarak devam etti. "Cennetinden yasak elmayı almaya geldim!"

* * *