5

8.9K 320 202
                                    

Düzenlenecek.

_*_

Kulaklarımdaki uğultunun sebebini biliyordum. Nabzımın hızlanışı ve damarlarımdaki kanın gümbürdemesini hissedebiliyordum. Nefesim kesilmiş bir şekilde başımı yavaşça göğsünden kaldırdım ve donuk bakışlarımı yüzüne arşınladım. Beni, son derece düz bir yüz ifadesiyle karşıladı. Gözlerine baktım usul usul. Belki bir duygu kırıntısına rastlarım diye fakat soğuk soğuk bakıyordu sadece yüzüme. Konuşmak istiyordum. Sormak, soruşturmak istiyordum. Sesimi bulsam, kelimeler ağzımdan bir yaradan taşan kan gibi oluk oluk akacaktı. Ellerim karıncalandı sanki. Avuçlarımda teller vardı ve ben kalkmak istedikçe batıyorlardı. Canım yanıyordu biraz ama geçerdi değil mi? Bir konuşsam geçerdi.

"Anlamadım?" dedim sonunda sessizliğimin arkasına saklanmış sesimi ellerimle çekip alarak. Durmadım, devam ettim. "Az önce, sen ne dedin öyle?" damarlarımdaki kan çıldırmışcasına bir hızla akıyordu, hissediyordum. Sanki, patlayan bir volkanmışım da birazdan tek bir sözüyle taşacakmışım gibi. Sinirlendiğimi hissediyordum yavaş yavaş. Bunu o da görüyordu sessizliğimi dinleyerek.

"Duydun işte, seni aldatmış olsam beni hala sevmeye devam eder miydin?" bunu o kadar normal bir şeymiş gibi söylemişti ki sanki havadan sudan bahsedermişçesine rahattı. Bir anda gülmeye başladım. Deli gibi gülmeye başladım hem de. Öyle çok gülüyordum ki bana afallamış bir ifadeyle baktı. Gözüne şu an ruh hastası gibi görünüyor olabilirdim. Bu gidişle olacaktım da zaten. Sustum, gözlerimden yaş gelmişti. Sadece sustum ve gözlerine baktım. Derine derine baktım ki bir görsün hissettiğim can acısını. Bunu bir kadına nasıl söyleyebilirdi? Bunu, kendi karısına nasıl sorabilirdi? Yapmış olabilir miydi? Güveniyordum, pekâlâ yapmış olsaydı söylerdi fakat birazdan söylemeyeceği ne mâlumdu?

Derin bir nefes aldım ve yataktan kalkmak için üzerimize örttüğü yorgandan sıyrıldım. "Sana bir soru sordum Berfu," dediğinde olduğum yere mıhlanıp kaldım. Gözlerimi kapattım ve cümlenin devamını bekledim. "beni boşar mıydın?" dediğinde bardaktaki son damlaydı. Doldu, doldu, doldu ve güm, taştı!

Hızla kalktım yataktan ve dişlerimi birbirine bastırarak ona döndüm. "Ben salak mıyım? Baksana sen bi' benim yüzüme. Bak bi' bak bak. Ne yazıyor benim alnımda, salak mı? Oradan bakınca mala mı benziyorum ben Ateş? Ne demek ya seni aldatsaydım beni sevmeye devam eder miydin? Ne demek? Sen bunu karına nasıl sorabilirsin? Hiç mi gururun yok senin? Yaptıysan açık açık söyle yüzüme karşı. Kelime oyunları yapma bana!" derin bir nefes aldım ve acıyan boğazıma inat ederek bağırmaya devam ettim."Seni aldatsaydım beni sevmeye devam eder miydin ne demektir ya? Ne sanıyorsun sen beni? Ayaklı robot falan mıyım ben senin gözünde? Yemek yap Berfu, açım Berfu, çocuk ağlıyor kalk Berfu, çoraplarım nerede Berfu? Berfu Berfu Berfu... Senin bu ailedeki görevin ne?"

"Sorduğum soruyu nasıl buraya kadar çekebildin?" diye sordu arsız arsız gülerek. İnanamıyordum, hâlâ gülebiliyordu. Hâlâ karşıma geçip arsızca gülebiliyordu.

"Sorduğun sorunun mantığı var mı Ateş? Sen beni aldatacaksın ve benim hâlâ seni sevmemi mi bekleyeceksin?" kafamı iki yana sallayarak sinirle güldüm. "oldu olacak aldattığın kızı da kuma olarak getir üstüme ha? Bir gün ben çalışırım bir gün o?"

"Kızım sen niye kendi kendine saçma sapan senaryolar yazıyorsun ya? Sadece bir soru sordum merak ettiğim için, büyütme bu kadar." yataktan kalkıp yanıma geleceği sırada elimle durdurdum. Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı ve yüzünü buruşturarak inledi. "Hadi ama Berfu kes şunu tamam. Sormadım farzet."

"Yaklaşma bana, uzak dur!" dedim ve ellerimle yüzümü örten saçlarımı geriye ittim. Başımı yerden kaldırıp yüzüne baktım ve gözlerimi kıstım. "Aldattın mı beni? Bak düzgün bir soru sordum sadece, doğruyu söyle bana ve şu konu kapansın." bakışları bir an donuklaştığında boğazıma mızrak saplanmışcasına put kesildim, yutkunamadım.

oyun bozan | tamamlandı Where stories live. Discover now