1

15.7K 395 191
                                    

Not: Bölümlerde çok fazla mantık hatası, yazım yanlışı bulunabilir. Sınava hazırlandığım için kurgunun içeriğine dokunmak istemiyorum ama boş bulduğum vakitlerde düzenleyeceğim. Bu yüzden eleştirilerinizi ona göre yapın lütfen. İyi okumalar.


°~○●○~°

Elimdeki sarı bezi yeni kuruladığım tezgâhâ koydum ve derin bir nefes aldım, mutfak kapısından içeriye başımı uzatıp babasının yardımıyla giydirilmiş Beşiktaş forması olan oğluma baktım. Allahım çok tatlı olmuştu. Beyaz forma, mavi gözlerini daha da belli ediyordu.

Gözlerimi zorlukla üzerinden çekip tekrar işime geri döndüm. Aslında pek bir işim yoktu sadece yemeleri için önlerine birkaç çerezlik tarzı şeyler hazırlayacaktım. Hemen çerezlikleri kâselere koyarak içmeleri için; Ateş'e kola, oğlum Kıvanç'a da meyve suyu doldurarak, hazırladığım atıştırmalıkları tepsiye koydum.

Elimde tepsiyle salona girdiğimde heyecanlı bekleyiş devam ediyordu. Tepsiyi salonun ortasında duran sehpaya koyarak içindekileri masaya koydum ve tepsiyi alarak dikeldim. Ateş bana garip bir şekilde bakarken, kaşlarımı çatarak 'Ne oldu?' Dercesine kafamı salladım.

"Sen formanı giymemişsin?" Dediğinde omuz silkerek elimdeki tepsiyi mutfağa bıraktım ve geri gelerek kolunun altına sıvıştım. Sıcak nefesini kulağıma üflediğinde aşağıdan ona bir bakış attım. "Neden formanı giymedin?" Dedi tekrar yüzüme masum bir şekilde bakarken.

"Giymek istemiyorum Ateş ya, neden ısrar edip duruyorsun?" Dedim yaslandığım göğsünden bedenimi hafif geri çekerek. Elleri hemen belimi bulup yerine çekerken,  homurdanmayı eksik etmiyordu.

"Hayır, sadece neden giymediğini merak ediyorum hayatım" dediğinde oflayarak başımı arkaya atarak omzuna yasladım.

"Yoruldum Ateş... yukarı çıkıp bir de onu bulmakla uğraşamam" ellerimi göğsüme bağlayarak yerde bana bakan minik oğluma öpücük attım. Kıkırdayarak kollarını bana uzattığında, hemen onu koltuk altlarından yakalayarak kucağıma oturttum.

"Niye bana söylemiyorsun Berfu? Bana söyleseydin gidip alabilirdim. Şuna bak..." elini Kıvanç'ın omzuna koyarak, Beşiktaş ambleminin yerini tuttu. "Oğlumuz bile giydi ama sen giymedin" dedi ve amblemi bırakarak geri yaslandı.

Dudaklarımdan bir 'Oha!' Nidası çıkarken kaşlarını çatarak, az sonra başlayacak maça odaklanmaya başladı. Sinirle bedenimi yaslandığım yerden çektim ve kucağımda tişörtümün yaka kısmından açmaya çalışan Kıvanç'ı Ateş'in kucağına bıraktım. Ayağı kalkarak yakamı düzelttim. Ateş, Kıvanç'ı işaret parmağıyla uyardı.

oyun bozan | tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin