6

8.6K 294 59
                                    

Düzenlenecek.

_*_

Ayakta durmak için zorlanan bacaklarım,

Islak yanaklarım,

Yanan gözlerim,

Ve tir tir titreyen ellerimle karşımda bana acıma duygusuyla bakan iki kişi. Bana o kadar itici geliyorlardı ki şu an, açıklamalarına inanmak istemiyordum. Canımın yanacağını bile bile bunu yapmaları, bana Ateş gibi ihanet ettiklerini düşündürüyordu. Oysa, Ateş'ten sonra güvendiğim insanlardı onlar benim. Ama artık hayatımda olacaklarını sanmıyordum. Ellerimin arasındaki çenemi serbest bırakıp ayaklanacağım sırada omzumun üzerine dokunan elle bir an duraksayıp yüzüne baktım. Gözleri pişmanlıkla kısılmıştı. Kafamı iki yana salladım ve ayaklandım. "Berfu, bana inanman için daha ne yapmam gerek?" dedi Çağrı bıkkınlıkla nefesini dışarı vererek.

Gözlerimi kıstım ve sevgilisiyle ikisini süzdüm. "Ne anlatırsan anlat, inan bana hiçbiri şu an gözüme samimi gelmiyor Çağrı," bakışları bir an donuklaştı, sevgilisi ise kaskatı kesilmişti. Devam etti sözlerime. "şu an sadece Kıvanç'ı alıp sizden uzağa mümkünse bizi bulamayacağınız bir yere gidip hayatımıza orada devam etmek istiyorum."

"Nereye gidersen git Berfu ama şunu unutma; Ateş peşinizi bırakmaz!" bunu söyleyen bu sefer Çağrı değil, Mihri'ydi. Kollarını göğsünde bağlamış kafasını düşüncelerime karşı olumsuz anlamda sallamıştı. Gözlerim irice açıldı bu dediklerine karşı. Şu an resmen Ateş'i bana karşı savunuyordu. Şuh bir kahkaha koyverdim dudaklarımın arasından. Ellerimi birbirine vurarak alkış tuttum ikisine karşı. Şaşırmış görünüyorlardı bu verdiğim tepkiye.

"Demek bana arkadaşınızı savunuyorsunuz ha?" dedim buruk bir gülümsemeyle ikisine bakarak. Hüzünle başını başka tarafa çevirdi Mihri. "Tamam, sıkıntı yok. Ne de olsa arkadaşınız. Bencil olsa da, gamsız olsa da, beni aldatsa da onu savunmak zorundasınız," dedim ve kafamı salladım. "Haklısınız, ne diyebilirim ki? Sonuçta arkadaşlık kara günler içindir." kinayeli bir şekilde güldüğümde ikisi de gözlerini kaçırdı.

"Bak, Ateş'in o gece yanında ben vardım Berfu. Gerçekten çok içmişti. Yani, ilk defa gördüm ben onun o kadar çok içtiğini. Neyi olduğunu sordum fakat kimseyi yanında istemediğini söy-"

"Sen ne zırvalıyorsun hâlâ ya?" diye bağırdığımda Mihri öne atıldı.

"Sakin ol Berfu!" bana doğru yaklaşacağı sırada elimle durdurdum.

"Aldatıldım lan ben! Farkında değil misiniz hâlâ olayın siz? Daha gelmiş bana burda onun hakkında açıklama yapmaya çalışıyorsunuz. Amacınız ne sizin? Ateş mi söyledi size beni savunun diye ha? Siz olayın asıl yüzünü bilmiyorsunuz tabii," Çağrı yüzünü buruşturup konuştu.

"Kavga etmişsiniz o da beni aradı kafamı dağıtmaya ihtiyacım var dedi..."

"O gün hastaneden bir arkadaşım beni, onun için önemli olan bir yere davet etti. Baştan söyleyeyim bu kişi Tugay diye biri, yani erkek. Ateş'i arayıp anlattım o da Kıvanç'ı ben alırım sen direkt eve geç, dedi. Tamam, dedim. Eve geldiğimde üstümü falan değiştirdim, evi temizledim derken Kıvanç'la beraber geldiler," derin bir nefes aldım ve devam ettim. İkisi de pür dikkat anlatıklarıma odaklanmıştı.

oyun bozan | tamamlandı Where stories live. Discover now