15. Bölüm: "Kış Dönencesi ve Yıldızlar"

637K 31.3K 203K
                                    

15. Bölüm

"Kış Dönencesi ve Yıldızlar"

Barış Manço, Dönence

Tüzmen, Son Rüya

Seksendört, Anlayamazsın

Cem Karaca, Ömrüm

Ona kapıyı gösterdiğim gün bile bana pencereme koymam için aldığı fesleğenlerle gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ona kapıyı gösterdiğim gün bile bana pencereme koymam için aldığı fesleğenlerle gelmişti.

O benim hiçbir zaman pişmanlığım olmamıştı, hatıralarımın tamamında yere serilmiş bir gölgesi vardı ve onu unutsam bile o gölge, bir zamanlar beni altına alıp sessizliğimi koruduğu için geçmişimde daima var olacaktı.

Oysa onu unutmak, ciğerlerin olmadan nefes almaya devam etmek gibiydi. O, geçmişimde bile olsa her zaman orada olmalıydı ve ben onun orada olduğunu bilmeliydim. Tıpkı ciğerlerimi asla görememem ama onların orada olduğunu bilmenin rahatlığıyla nefes alıp vermeye devam etmem gibi...

Zihnime kök salmış düşüncelerin tamamı, geçmişimde yaşadığım depremlerin var ettiği yıkıntılardı. Onu karşımda görmek, içimde sakladığım, kendimden bile gizlediğim bir sırrın kulağıma kendi kendisini fısıldayarak kendisini bana göstermesine neden olmuştu.

Yosun bağlamış kahverengi bir sandalı anımsatan ela gözleri gözlerimde geleceğin mücadelesinde geçmişe yenilmiş gibi takılıp kalmıştı.

Onun bana kurduğu son cümleleri hatırlıyordum...

"Gidiyorum ama aklım sende, yüreğimi burada gömülü bırakıyorum, gölgemi odanda... Gel dediğin gün geleceğimi bilerek gidiyorum, gel demeyeceğini bilerek bir gün çıkıp gelmekten emin bir şekilde gidiyorum."

Onun dönmesini isteyen bencil tarafım her zaman yüreğimin bir köşesinde, yüreğimin duvarlarını tırnaklarıyla kazıyarak onun olmadığı günleri çentiklere dökecekti. Yüreğim, onun yokluğunun izleriyle dolu bir hapishane duvarına dönüşecekti. Bunu bile bile o gün onun gözlerine ona cesaret vermek isteyen gözlerle bakmış ve, "Git," demiştim. Sadece, git.

Oysa kal deseydim, kalacaktı ve ben, kendimden bile emin değilken, onu bir gün iyi ki diyebileceği bir şeyden mahrum etmek istememiştim.

Sevgi, bir insanı el ve ayak bileklerinden zincirleyerek o zincirin ucundaki asma kilidi açabilecek tek anahtarı yutmak gibiydi. O anahtar boğazında takılı kalacaktı. Onu hapis etme düşüncesi... Bu boğazımda daima beni vicdanım ile baş başa bırakacak olan o yumru, o anahtar olacaktı. Belki de en çok kendimi düşündüğüm, vicdan mahkememin benim için ağır cezalar kesmesini istemediğim için ondan vazgeçmiştim.

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin