22. Bölüm: "Beyaz Gökyüzünün Tenindeki Kahverengi Lekeler"

638K 30.6K 101K
                                    

22. Bölüm: "Beyaz Gökyüzünün Tenindeki Kahverengi Lekeler"

Part I

Low, Down

Ruhum, bedenimden daha yorgundu ve yorgun ruhum, onun sesinden dinlediği sonu kaybolmuş masalları dinlerken, göğsünde bir uyku apsesi olduğum adamın tenindeki beyaz gökyüzünün üzerindeki kahverengi lekelere dokunuyordum.

    Koşar adımlarla kaçtığım adamın gürültüsü kalbime dolduğunda, yine koşa koşa ona dönüyordum.

    Herkesten, her şeyden, belki de en çok kendimden kaçarken geçen zaman, aştığım kilometreler gibi içime dolarak içimdeki duyguları o kilometreler süren yollara dağıtıyordu. İçimde yıkılması zor bir çam ağacıydı, kar taneleri üzerine düşüp çoğaldıkça yeni bir yılın çığlığı o yolları sarıyordu.

    Aynanın önünde durmuş kendimi izlerken birden gözlerimi kendimden ayırıp ellerime indirdim. Ellerimi öne doğru uzatıp deriyi yırtacak gibi belirginleşen kemikleri izlemeye başladım. Kartal'ın çektiği fermuarın sesi odaya yayıldı ve ardından fermuarını çektiği çantayı yavaşça yataktan aldığını fark edip gözlerimi aynadaki yansımasına çevirdim. Dudaklarının arasında eğreti duran sigarasının külü, bir ölünün başında dökülen ağıt dolu gözyaşları kadar uzamıştı. Atkuyruğu yaptığım saçım yine de asi bir firara girmiş, yanaklarıma düşen saç telleri tenime yapışmıştı. Saç tellerini kulağımın arkasına itip ona doğru döndüm ve dudaklarının arasında duran sigarayı parmaklarımın arasına alıp onun dudaklarından kurtardım. Ölü kül daha fazla dayanamadı ve bel kemiği kırılmış genç bir kadın gibi iki büklüm oldu, ardından kendini uçurumdan bıraktı ve yere düştü. Kül parçalandığında artık onun dudaklarındaki sigara, benim dudaklarımdaydı.

    "Sigara hırsızı," diye mırıldanıp çantayı yavaşça salladı. Sigaradan bir fırt alıp dumanı dudaklarımdan dışarı dökerken sakince onun gözlerinin içine baktım. "Kar fırtınası yolları felç etmeden gitsek iyi olacak, Lavinia."

    Dudaklarımda oyunbaz bir gülümseme belirirken sigarasını dudaklarının arasına geri yerleştirerek, "Lavin," dedim ve sırtımı ona dönüp makyaj masasının üzerindeki cep telefonumu elime aldım. Beni izlediğini biliyordum. Telefonumun kilidini açtığım an Emir ve İrem'den gelen mesajların bildirimleri telefonumun ana ekranına birer birer dökülüvermişti. Kaşlarımı kaldırarak telefonu kilitledim ve siyah montumun cebine koyup omzumun üzerinden Kartal'a baktım. "Yılbaşı için ne yapacağımızı sorup duruyorlar," dedim. "Emir, ilgi çekmemek için bir arada olmamızın daha doğru olacağını söyleyip duruyor."

    "O doldurulmuş tavşanın tek amacı yeni yıla bizimle girmek, yoksa herkesin kendine özel bir programı olabilir ve bunun ilgi çekmekle yakından uzaktan alakası yok," dedi Kartal. "Çiftlikte gireriz büyük ihtimalle. Leyla'nın dedesi bizi bırakmaz." Sigarayı dudaklarından söküp beni baştan aşağı süzdü. "Ben yokken yeni yıllara nasıl girdiğini merak ettim."

    Omuz silktim. Ondan önce hayatım pek de parlak sayılmazdı. Şimdi de öyle değildi ama en azından yalnız değildim. Tatsız bir sesle, "Yeni yılı kutlamazdım," dediğimde bakışlarının derinleştiğini hissettim. "Saat on iki olmadan yatıp uyuduğumu biliyorum. Ramen yerdim ve uyurdum." Gözlerinden çok küçük bir an için bir duygu geçer gibi oldu ama ben bunu kapıp yakalayamadan o duyguyu sildi ve yok etti. "Öyle bakma, herkes senin gibi gece kulüplerinde eğlenerek girmek zorunda değil."

    "Ben ailemle giriyordum genelde," deyince duraksayıp ona baktım, bu kulağa garip geliyordu çünkü hayatının büyük bir kısmını eğlenceye adamış gibi bir hali vardı. Her ne kadar bir doktor olmayı başarmış olsa da eğlenceden de uzak duramazmış gibi görünüyordu. "Önyargı," diye ekledi sırıtarak. "Şu bakışta gördüğüm en belirgin şey bu. Tabii bir de gece kulüplerinde güzel kadınların etrafımda bir çember oluşturduğunu düşündüğün için girdiğin kıskançlık krizini de görebiliyorum."

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin