25. Bölüm: "Kadının Gözlerinde Adamın Ellerine Ters Kelepçe"

864K 32.1K 150K
                                    

25. Bölüm: "Kadının Gözlerinde Adamın Ellerine Ters Kelepçe"

Marissa Nadler; Leave the Light On (Demo)

Jeff Buckley; Everybody Here Wants You

Low; Last Night I Dreamt That Somebody Loved Me

İnsanın kalbinde bir kuş olmayagörsün, kafesi aşıp yaşamayı bilmediği gökyüzüne uçmayı özgürlük sanıyor.

Herkes özgürlüğü uçmak sanar, beyaz yanım.

"Ama ben herkes değilim," diye fısıldayarak parmaklarının arasında sağlamca tuttuğu kalemi masanın kenarına bırakarak gözlerini hemen masasının önündeki camdan dışarıya uzattı. Yağmur yeni dinmiş, toprağın kokusu kanatlarını açarak penceresinin aralık duran camından odasının içine doğru uçmaya başlamıştı.

Bir süre boğazında, tam da şahdamarının üzerinde bir ustura varmış gibi yutkunmadan, hatta nefes almadan bekledi. Kaleme tekrar uzanacağı sırada gözleri dışarıda kaldırımda yalnız başına oturmuş yerdeki yağmur birikintisini izleyen çocuğa takıldı. Kaşlarının ortasında merakının doğurduğu bir çizgi oluştu, iri kahverengi gözlerini sakin bir şekilde çocuğun üzerine örttü ve sonra çocuğun hareketlerini zihnine taşıdı.

 Kaşlarının ortasında merakının doğurduğu bir çizgi oluştu, iri kahverengi gözlerini sakin bir şekilde çocuğun üzerine örttü ve sonra çocuğun hareketlerini zihnine taşıdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Lavin," diye fısıldadığında kendi kendine konuşmaya alışkın olduğu için duvarlar bunu yadırgamadı. "Çok merak ediyorum, ben yokken hep böyle miydin?" Ellerini masaya bastırarak oturduğu yerden kalktı, bir elini hırkasının geniş cebine sokup avucuna rengarenk paketleri olan şekerleri doldurdu. Diğer eliyle camı aralayıp, "Hey!" diye seslendi kaldırımda oturan kız çocuğuna. Avucunu yavaşça camdan dışarıya uzatarak gülümsedi. "Yanına gelsem, şeker yer miyiz?"

Kız çocuğu dağınık bir şekilde iki yandan iki orantısız atkuyruğu şeklinde toplanmış saçlarını geriye doğru atıp, kafasını kaldırarak sesin geldiği yöne baktı, bir müddet gözlerindeki buzlar erimedi ama sonunda başını aşağı yukarı salladı; kelimeler yoktu ama olmasa da olurdu. Kardelen kelimeler olmadan da sarılabilmenin yolunu her zaman bulmuştu.

"Geliyorum," dedi dudakları bir gülümsemeyle yukarı doğru bükülürken.

Kız masasının önünden uzaklaştığında, aralık duran pencereden içeri sızan rüzgâr defterin sayfalarını uçuşturdu. Kalem masanın diğer ucuna doğru yuvarlanmaya başladı ve sayfalardan biri açıldı.

Sayfada şöyle yazıyordu:

Düşmemen için seni tutmaya çalıştığımda dengemi kaybettim ve sonra birlikte düştük. Önemli değil beyaz yanım, diz kapaklarımızı barıştıralım mı?

🌬

Beklemek, sisin içinde, canavar seni sivri dişlerinin arasına almak için her an önünü kesecekken ilerlemek gibiydi.

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin