thirtyfive

437 27 13
                                    

Tatilde ki son günümüzdü. Zayn, Jacquen'i gözünün önünde  öptüğüm o günden beri neredeyse hiç yüzüme bakmamıştı. Üstelik o Maze denen kızı defalarca gözümün önünde öpmesine rağmen yapıyordu bunu. O kadar bencildi ki bazen onu boğasım geliyordu!

Kendimden böyle bir şeyi beklemiyordum ama sonuçta Jacquen ile ilk öpüşmemiz olmamıştı bu o yüzden fazla kafama takmaya çalışıyordum. Zaten Jacquen de pek takmıyordu. Ayrıca Zayn'i de umursamamaya çalışıyordum. Kendisi çok anlaşılmaz bir insan olmakla beraber beni derin bir çıkmaza sürüklüyordu. Neden beni severken Maze ile devam ediyordu ki?

Beni sevdiğinden  bile şüphe duymaya başlamıştım. Belki de sadece aramızda olan rekabeti seviyordu. Belki de asıl sevdiği kişi Maze'di.

Bence Zayn kimsenin zoruyla hareket edecek biri değildi. Yani, ya Maze'den cidden hoşlanıyordu ya da bana acı çektirmek ona zevk veriyordu. İçimde bir yerlerde lütfen bana acı vermekten zevk aldığı için Maze ile birlikte olsun diye bir düşünce bile vardı. Ne kadar acınası ama!

Düşüncelere daldığım için ne kadardır banyoda olduğumu bile unutmuştum. Suyu kapatıp havluya sarıldım ve buhardan hiç bir şey gözükmeyen banyodan çıktım. Kapıyı açar açma yüzüme bir esinti vurmuştu ve bu bende ferahlık hissi uyandırmıştı. Kendime gelmiş gibi hissetmiştim ama bu sadece bir histi tabi.

Jacquen odada olmadığı için rahat rahat giyinebileceğimi düşünüp havluyu çıkardım ve birden kapı açıldı. Zaten sanş bana ne zaman gülmüştü ki?

Havluyu hızla yarım yamalak da olsa geri sardım. "Ben..şey özür dilerim kapıya vurmam gerekirdi."

Jacquen mahçupça bana bakınca gülümsedim. "Sorun değil gel sen ben banyoya geçerim."

"Sen giyin sonra aşağı gelirsin, seninle konuşmam gereken bir şey var."

Teklifimi onaylamayıp odadan çıktığında bu sefer hızlı hızlı üstümü giymiştim. Aynadan kendimi süzüp saçlarımı düzelttim ve yatağın üzerine uzanıp bir süre tavanı izledim.

Kafam o kadar karışıktı ki! Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Evet Zayn beni kıskanıyordu fakat henüz bana doğru düzgün bir adım bile atmamıştı. Bu yetmezmiş gibi zamanımızı boşa harcıyordu. Ona karşı cidden çok öfke doluydum.

Ona tabiki 'Maze ile ayrıl ve biz ilişkimize başlayalım.' gibi gururumu yerle bir edecek bir şeyler demezdim çünkü beni kendisi tercih etsin istiyordum.

Kafamı iki yana sallayıp yataktan kalktım ve odadan çıktım. Merdivenleri ağır adımlarla inerken ayağım birden kaydı ve kalçamın üstüne düştüm. Aslında canım acımamıştı ama patlama noktam bu olmuştu sanırım.

İçimde biriktirdiğim ne varsa tetiklenmiş ve dışarı çıkmıştı. Evet, sanırım şuan dokunsalar ağlayacağım denen şeyi yaşıyordum. Çünkü bir yerim acımadığı halde düşmenin etkisiyle aptal gibi ağlıyordum ve titriyordum.

Kendimi ne kadar durdurmaya çalışsam da bir türlü beceremiyordum. Düştüğüm için ağlamıyordum tabiki ama o kadar dolmuştum ki hıçkırıklarım bir türlü dinmiyordu üstelik bunun ne kadar aptalca olduğunu biliyordum.

Ağlama seslerini duymuş olacaklar ki koşarak salona girdiklerinde en başta Zayn vardı. Dünden beri bakmadığı gözlerime endişe ile bakıyordu ve şaşkındı. Aslında herkes şaşkındı. "Alaska iyi misin?"

Koşar adımlarla yanıma gelip merdivene çöktü ve beklenti ile bana baktı. Gözleri beni sanki bir şey ararmış gibi tarıyordu ama sorunun bedenimde değil ruhumda olduğunu fark edemeyecek kadar körelmişti o.

SASSY / ZaylenaWhere stories live. Discover now