-Çocuk Parkı-

230 33 6
                                    

Koyduğum isimden dahi şu an ne yazacağımı bildiğine eminim.
Artık bu olayları hatırladığını da biliyorum.
Yani sana ne anlatacağımı biliyorsun.
Her şeyi biliyorsun ve hatırlıyorsun artık Na Jaemin.
Ben dışında.
Evet, çocuk parkı...
Beni kovalamaya çalıştığın ve neredeyse yakalanacağım o kutsal gün.
Okul çıkışı Jeno salağı ve Chenle malı parka gitmek için tutturmuşlardı.
Ve ben de onlara uyum sağlamıştım.
Ne kadar mükemmel bir arkadaşım.
Eğlenerek, gülerek ve malca şakalar yaparak parka vardığımızda ikisi de sanki hayatlarında daha önce park görmemiş gibi salıncaklara ve kaydırağa saldırdılar.
Tahterevalli ise henüz sağlamdı en azından en başta.
Her neyse.
Jeno salağı salıncağa koşmuş neredeyse 1.80 olan boyuyla salıncağın üzerine atlayarak zincirinin kopma raddesine gelmesine sebep olmuştu.
Neyse ki bu durum o kadar da büyük bir sorun olmadı.
Zincir kopmadı ve o mal orada bağıra bağıra şarkı söylerken sallanmaya devam etti.
Bu arada Chenle kaydırağa gidip her seferinde aynı heyecan ile kaymaya, her seferinde neşeli kahkahalar atarak daha önce hiç kaydıraktan kaymamış gibi davranmaya devam ediyordu.
Ve ben ise kenarda bankta oturuyor bu iki malın ebeveyni gibi onlara göz kulak olmaya çalışıyordum.
Arada ise onlara bağırıyor ve uslu durmalarını tembihliyordum.
"LEE JENO O SALINCAKTA DİKKATLİ OL DÜŞECEKSİN GERİ ZEKÂLI!"
"ZHONG CHENLE O KAYDIRAK SENİN KOCA GÖTÜN İÇİN YAPILMADI MAL, SIĞAMADIĞIN İÇİN AĞLAMAYI KES!"
Vb. bunun gibi bir sürü cümle daha bağırış çağırış onları uyarma, eğlencelerini izleme ve malca şeylere sebep olmalarını engelleme olarak düşünebiliriz sanırım.
Sen bu anda nerede miydin?
Arkadaşların Jisung ve Mark ile gülerek ve şakalaşarak parka girdin.
En başta fark etmedim, parka geldiğini görmedim.
Sonra kahkahanı duydum...
Kahkahan da küfürlerin gibi çok güzel
Jaemin-ah.
Ve duyduğum gülüşün ile kafamı sesin geldiği yere çevirdim.
Seni görmem ile banktan fırlamam, firlamam ile senin dikkatini çekmem bir oldu.
Başımda yine şapkam vardı en azından.
Ve bu yüzümün tamamını görmeni engelledi diye düşünüyorum.
Umarım doğru düşünüyordumdur.
Olan olaylar içinde beni sadece korkutan bu.
Çünkü beni fark etmen için daha çok erkendi.
Her neyse.
Ben ayağa kalkar kalkmaz bana baktın. Yüzünde "Ben seni daha önce hiç görmedim kimin malısın sen koçum?" tarzı bir bakış vardı.
Bu bakış nasıl bir bakış diyebilirsin, sorgulama.
Yüzünde gerçekten tam olarak öyle bir bakış vardı.
Ben hızla park çıkışına doğru yürümeye başladım.
Jeno ve Chenle hâlâ parkta oyun oynuyordu ve gittiğimi fark etmediler.
Bense hızlı adımlarla ara sokaklara sapıyor beni bulmanı kendimce engellemeye çalışıyordum.
Ama arkamda olduğunu bilmiyordum.
Beni her girdiğim sokakta takip ettin.
Her yerde peşimden geldin.
Senden kaçamadım.
Son girdiğim sokakta ben hâlâ arkamda olduğunu bilmezken beni öyle bir kenara sıkıştırdın ki... korktum.
Kolumdan tuttun ve beni duvara yasladın. Yüzümü eğmiş saklamaya çalışıyordum ve o arada nasıl kaçacağımı düşünürken şansımın hiç de yaver gitmediğini anladım.
Kendim yapmalıydım.
Kolumu tutan elini kavradım ve seni kendime çekip sıkıca sarıldım.
"Ne yapıyorsun?" diye sorsan bile umursamadım.
Kurtulmaya çalışsan bile takmadım.
Sana sıkıca sarıldım...
Kokun...
Jaemin ben o günden sonra senin kokunun sindiği o sweati yıkamadım.
Biliyorum bu biraz fangirl işi gibi ama...
Uyku sorunum ortadan kalktı?
Bence bu iyi bir şey.
Yani sana teşekkür ederim.
Yanımda değilken bile bunca güzelliğe sebep olduğun için.
Konuya geri dönelim.
Sana sarılmam ile dediğim gibi afalladın.
Affalamanı fırsat bilip yine kulağına yaklaştım.
Olan yakınlaşmaların hepsinde olduğu gibi yine nefesimi vererek fisıldadım.
"Biraz daha sabret Na Jaemin. Her şey ortaya çıkacak ve sen benim kim olduğumu öğreneceksin. Amacım sana zarar vermek değil ben yalnızca seviyorum ve karşına çıkmayacak kadar korkağım..."
Cümlemin sonunda duraksadım ama kendimi hemen toparlayıp seni bıraktım ve hızla sokağın çıkışına doğru koşmaya başladım.
Arkamdan gelmedin, beni takip etmedin ama bana seslendin.
Ben o cümleyi duyduğum an sokak ortasında donakaldım.
O gün bana o sokakta ne dediğini hatırlıyorsun değil mi?
Olsun... o günü unuttuğunu sanmıyorum zaten ama yine de yazacağım.
"Ortaya çıkıp kendini göstermeni bekleyeceğim fısıltı çocuk. Bekleyeceğim çünkü kim olduğunu ve benim neden heyecanlandığımı gerçekten merak ediyorum."
Arkama dönmedim. Sana bakmadım bir süre öyle durdum. Sonra sen arkanı dönüp sokaktan uzaklaştın, adım seslerinin yavaş yavaş kesilmesini dinledim, ses tamamen kesilince kafamı kaldırıp şapkamı çıkardım. Karamel rengi diye dalga geçtikleri saçlarımı düzelttim. Ve ben o sokakta öylece beklemeye devam ederken tek düşündüğüm şey... bana taktığın lakap ve sırada yaşayacağımız maceraydı.
O gün o sokak bu derin düşüncelere,  senin bana izin vermiş olman yüzünden içimde oluşan sevince ve birçok şeye tanık oldu Na Jaemin.
Bana izin verdiğin ve beni en başından reddetmediğin için teşekkür ederim.

Bir bölüm daha bittttiiiii.
Oy verirsiniz çok müteşekkir olurum ama vermezseniz de canınız sağ olsun.
İyi haftasonları, tşk. 🌙

memories//renminWhere stories live. Discover now