Hata

172 27 26
                                    

Bazen... bazen değil hatta çoğu zaman hepimiz çok büyük hatalar yapar ve bunun sorumluluğunu almamız gerekmesine rağmen yalnızca susarak hatalarımızın içinden sıyrılmaya çalışırdık. Duygularımızın esiri olur kullanmamamız gereken kelimeler kullanırdık. Yapmamamız gereken şeyler yapar, karşımızdakini ne hâle getirdik diye düşünmezdik bile. Bakmazdık ki. O an bencil olurduk tamamen. Bencillik her bir hücrenizi işgal eder ve sizi kapana kıstırırdı ve gözünüz açıldığında ise çoğu zaman bir şeyler için geç kalmış olurdunuz.

Hayatta ise yapıldığı için pişman olunan eylemler yalnızca duyguların esiriyken yapılanlardır. Geri kalanını insanoğlu pek siklemez. O gün ise ben de duygularıma, öfkeme, kıskançlığa esir olurken ağzımdan böyle büyük cümlelerin çıkmasını beklemiyordum.

Komik değil mi, hepimiz aynı şekildeyiz. Ben çok kıskancım diyerek olaylardan sıyrılıyoruz. Çok öfkeliydim özür dilerim diyerek her şeyi kapattığımızı sanıyoruz, sadece sanıyoruz.

Belki de şu an en fazla ne yapmış olabilir ki diye düşünüyoruz... Ama duygular ne kadar yoğunsa etkisi o kadar büyük oluyor işte.

Jaemin'e o cümleleri kurarken hiçbiri sahici duygularım değildi. Bunu o da biliyordu ama totale baktığımızda ben o cümleleri kurmuş, Jaemin'i kırmış ve yüzüme dahi bakmamasına sebep olmuştum.

Her şey komik gelmişti işte tam o an... Renjun demiştim kendime... Sen neden böylesin?

Öfkelenince gözüm hiçbir şeyi görmezdi. Hiçbir şey umurumda olmazdı ve ben o gün o çocukla onu o kadar yakın görünce geriye kalan hiçbir şeyi umursamamıştım. Her zamanki gibi.

Jaemin kıskançlık denilen duygudan hoşlanmazdı. Ya da his mi demeliyiz? Bilemiyorum. Onun düşünceleri bana da mantıklı gelmişti ama en nihayetinde kendimi değiştirmeyi başaramamıştım. Bu konuyu konuştuğumuz günü hatırlıyorum. Durup dururken bana "Kıskanç mısın?" diye sormuştu.

Evet demiştim. O kadar kıskancım ki bu işin seni nasıl etkileyeceğinden emin değilim diyememiştim ama evet kelimesi de yeterli bir cevaptı? Kıskançlığı fazla dramatik hâle mi getiriyorum bilemem ama... Jaemin gibi kıskanılmaktan nefret eden birine ben gibi biri denk gelirse... sanırım bir şeyler daha çok açığa kavuşur.

O ise benim evet cevabımı bir süre düşünmüş, elinde duran kalemi parmakları arasında döndürmüş ve gülmüştü.

Jaemin bir şeyden hoşlanmadığında ya da bir konu hakkında zıt görüşe sahip olduğunda hep böyle gülüyordu.

"Kıskançlıktan haz etmem Renjunnie, kıskançlık yüzünden arkadaşlık ilişkilerim de dahil olmak üzere birçok ilişkime son verdim çünkü katlanamıyorum."

Bunu söylediğinde tuhaf hissetmiştim ve benim kıskançlığım yüzünden ya demiştim bizim ilişkimizin sonu da senin diğer ilişkilerin gibi olursa.

Jaemin ise o an düşüncelerimi okumuş gibi bana dönmüştü.

"Bunun tamamen bizim sonumuza sebep olacağını düşünebilirsin ama olmaması için çabalayacağıma emin olabilirsin, korkmanı istemiyorum. Sadece bu hissin... insanı ele geçirdiğinde çok kırıcı olduğunu ve birbirimizi üzmenin bir mantığı olmadığını düşünüyorum."

O haklıydı aslında, bu lüzumsuz bir histi biraz ama ben engel olamıyordum. O ise konuşmaya devam etmişti.

"Kıskanacağın tonlarca eylemde bulunabilirim ve bana dur diyenlere karşılık durmadım, duramadım. Ben de bööylleeeyyyiiim."

Bir anda gevşekleşen hâline bakarak onun rahat bir tutum sergilediğini fark etsem bile ben içimde çok fazla korkmuştum. Bu uyduruk duygu yüzünden bir daha Jaemin ile konuşamayacak olmamı düşünmüş ağlayacak dereceye gelmiştim. Kaybetme korkusunu kıskançlık yüzünden hissetmek kadar absürtü yoktu.

memories//renminWhere stories live. Discover now