break my chains

1.8K 172 125
                                    

Bölüm şarkısı koyuyorum ilk defa lütfen bununla okuyun, çünkü ben bununla yazdım.

BTS - the truth untold

San

"Neden buradasın?" dedim kendime bile yabancı gelen sesimle. En son ne zaman konuştuğumu bile hatırlamıyordum. Sadece boğazım kurumuştu ve su içmek istiyordum.

İnce uzun parmaklarının arasındaki sigarayı söndürmek için etrafına bakındı. Daha sonra ağzına kadar dolu küllüğü fark edip üzerime eğildi.

Ben yüzünden gözlerini alamazken o bir kez olsun dönüp bana bakmadı.

Bu mümkünmüş gibi daha da kalbimi kırarken sesimi çıkarmadım.

"Merak ettim." diye mırıldandı sorumun cevabına karşılık.

Sesini duymayı bile o kadar özlemiştim ki elimde olmadan gözlerimi kapatmış, bir şeyler daha söylemesini beklemiştim.

Söylemedi.

Onun yerine bana sordu.

"Anlatacak bir şeyin yok mu?"

Sorusu üzerine afalladım. Neyi kast ettiğini anlamamıştım. Algılarım uzun süredir kapalı gibiydi. 

Kafamın içinde sorusuna yanıt ararken son zamanlarda ne yaptığımı düşündüm. Ona anlatacak bir şeyler aradım. 

İşte o zaman bu sorunun cevabını zaten bildiğini sadece benden duymak istediğini anladım. 

Sorun şuydu ki ona Minho'yu anlatamazdım. Ona güvenmediğimden veya paylaşmak istemediğimden falan değildi. Bu sadece kendime bile anlatmaya korktuğum bir şeydi. Konuşmaya kalksam iki kelimeyi bir araya getiremezdim.

Ona anlatmam demek kendime anlatmam demekti. Bu da artık bu olayı kabullendiğim anlamına gelirdi. 

Kabullenmek istemiyordum. Üç yıldan beri sanki Minho kapının arkasından çıkıp gelecek diye bekliyordum. 

Geldiğinde bana yapacağı tek şey kızmak olurdu, bunu da biliyordum. 

Kendime onun asla yapma dediği şeyleri yapmış muhtemelen de onu hayal kırıklığına uğratmıştım.

"Pekala." demişti uzun süren sessizlikten sonra dizlerini kendine çekerek sırtını yatağın yanına yaslayan Wooyoung. 

"Yalnız bir çocuk olarak büyüdüm." dediğinde afallamış ona bakmıştım. Gözlerimiz birbirine kenetlendiğinde gülümsedi. Mutluluktan uzak bir gülüştü bu. "Sen anlatmadığına göre ben anlatabilirim diye düşündüm." diye ekledi sonra. 

Sesimin çıkmamasından korktuğum için başımla onayladım onu devam etmesi için. 

"Çok varlıklı bir aile sayılmazdık ve annem de tıpkı babam gibi çalışmak zorundaydı, tek çocuktum." 

Elleri yerdeki sigara paketine uzanırken içinden bir dal alıp dudaklarının arasına götürdü.

"Olmaması gereken bir çocuktum annemin dediğine göre. Ama babam aldırmasına izin vermemiş, benim onlara şans getireceğime inandırmış annemi." 

Çakmağı alıp sigarayı yaktıktan sonra çektiği nefesi havaya üfledi.

"Annem güvenmiş güvenmesine ama babam söylediklerine zıt bir şekilde hiç ilgilenmemiş annemle. Zor bir hamilelik sürecini tek başına atlatmış anlayacağın." 

seventh floor of hell/woosanhwa ♧Место, где живут истории. Откройте их для себя