caring is loving

1.6K 172 181
                                    

Seonghwa

Kafamı uyuyakaldığım barın tezgahından kaldırdığımda mekanın hâlâ fazla kalabalık ve gürültülü olduğunu fark ettim.

Çok fazla içmiştim, zaten Wooyoung San'la kaldığından beri yaptığım tek şey buydu. Ve bu hiç benlik değildi.

Ben içki bile sevmezdim.

Ama uyuşturucu almamaya dair kendime söz vermiştim. Bana bir şey olursa Wooyoung yalnız kalırdı.

Onsuz kaçıncı günüm olduğunu bilmiyordum. Tek bildiğim şey onu gerçekten evin içinde görmek istediğimdi.

Ev onsuz çok boş ve sessizdi.

Çok özlemiştim.

Önümdeki bardağın dibinde kalan içkiyi de boğazımdan aşağı yolladıktan sonra biraz yalpalayarak oturduğum bar taburesinden kalktım ve çıkışa yöneldim.

Kapının önündeki duvara kendimi yaslayıp ceketimin cebinden telefonumu çıkarttım.

Kilidi açtıktan sonra arka planımdaki Wooyoung'ın uyurken çektiğim fotoğrafıyla bakıştım bir süre.

Rehbere girip bir iki kez tereddüt etsem de Wooyoung'u aradım.

Sesini duyacağım için karnım kasılıyordu heyecandan.

Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra-

Yüzüm düşerken telefonu tekrar cebime bıraktım.

Bu kadar mıydı yani?

Bana verdiği değer bu muydu?

Beni kaybetmek istemediğini söyleyen oydu, o benimle gelmedi ama ben yine de ondan bir telefon bekledim günlerce. Kısa bir mesaj bile olurdu. Ona zaman verdim, atacağını düşündüm.

Ama bunları tek düşünen ben miydim?

Sinirle nefes verip ellerimle saçlarımı çekiştirdim. Yaslandığım duvardan doğrulup barın yan ara sokağına girdim.

Arabayla dönemezdim, kullanmak için fazla sarhoştum. Ev de çok uzak sayılmazdı zaten.

Girdiğim ara sokak dar ve karanlıktı.

Bağırışma ve küfür sesleri duyduğumda gözlerimi kısıp biraz ilerideki silüetleri görmeye çalıştım.

Bir grup adam kavga ediyordu. Kavgadan ziyade yerdeki birini öldüresiye dövüyorlardı.

Yaklaştıkça daha net görebiliyordum olanları. 

Adımlarımı hızlandırdım. Aralarından birinin dikkatini üzerime çekebilmiştim.

"Aklın varsa karışmazsın." dedi yerdeki adamdan bana döndüğünde.

"Yok." dedim sadece. Ağzımdan sinir olmuş bir gülüş çıkmıştı.

Ellerimi cebimden çıkardıktan sonra karşımdaki üç kişiye baktım.

Fena dayak yiyecektim ama şu anda hiçbir şey umrumda değildi. Canım yansın istiyordum.

Sağ yumruğumu sıkıp önümdekinin çenesine sertçe geçirdiğimde sendeleyerek bir iki adım geri gitti. Ardından güldü.

Üzerime atıldığında bilerek hamlesinden kaçmadım ve ben de ona karşılık vermeye devam ettim.

Çok geçmeden arkadaşları da katılmıştı.

Biri arkamdan belime sarılarak kollarımı tuttuğunda ilk vurduğum adam karşıma geçmiş art arda yumruklarını karın boşluğuma geçiriyordu.

seventh floor of hell/woosanhwa ♧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin