2🍀

12.4K 908 1.5K
                                    

Hayattan çıkarmam gereken büyük bir ders vardı.

Asla kendi başına kek yapmaya çalışma.

Ah tanrı aşkına! Mutfak batmıştı, annem öldürecek beni...

Yüzüm una bulanmış vaziyette dağılan mutfağı toparlarken içeri Min Ho girmişti elinde vileda kovası ile. Ayağımın ucuna bıraktığında kaşlarımı çattım.

"Kovayı yıkayıp temiz su koydum. Şuraları sil annem gelene kadar, ben de babamı oyalayayım girmesin mutfağa."

Minnettar bir ifade ile ona baktım. Bazen sinirimi bozabiliyordu ama genelde iyi bir abiydi. Eh, klasik kardeşlik ilişkisi...

"Bu arada Felix geliyor, aniden odama damlamasan iyi edersin."

Sözlerimi geri alıyorum.

"Ya! Hani birlikte film izleyecektik?"

"Başka zaman izleriz, ne olacak? Pes atacağız, dünden anlaştık."

Oflayarak paspası hızlıca aldım. Mutfaktan çıktığında arkasından dil çıkardım ona. Onunla vakit geçirmeyi her şeyden çok seviyordum. Ben kızları çağırsam demediğini bırakmazdı. Ah... umarım evlatlığımdır.

Yerleri silmeyi bitirdiğimde tezgaha geçtim. O sırada zil çalmıştı.

Eyvah! Annem...

Beni öldürecek, beni kesinlikle öldürecek. Ya da hayvanat bahçesine satacak. Sokak kedisi diye çöpün oraya bile bırakabilir!
Yandım...

Daha hızlı bir şekilde tezgahı silmeye başladım, o mutfağa girene kadar halledebilirdim. Bastır Shin Ji!

Ah, geç kalmıştım sanırım... mutfağa giren annemin adım sesleri kulağıma ölüm çanları gibi geliyordu.

Derin bir nefes alıp yavaşça arkamı döndüm. Uyduracağım bahaneler beynimin her yerinde yankı yapıyordu. Kapının önündeki bedene baktığımda karşımda sert bakışlar ile 'seni yakacağım kızım' diyen annemi beklerken, bambaşka birini görmek kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.

"Ben...su alacaktım ama."

Şaşkınlıkla suratıma bakıyordu. Anlamıyorum, ne olmuş? Temizlik yapıyordum altı tara-...benim yüzüm un içindeydi!

"Ş-şey ben vereyim."

Hızlıca dolaptan sürahiyi alıp bardağa doldurdum ve ona uzattım. Aklımda sadece bir an önce mutfaktan çıkıp gitmesi, şu un suratımı unutması vardı.

"Teşekkür ederim."

Suyu içmeyip öylece yüzüme baktığını fark ettiğimde yine kaşlarımı çattım.

"Ne var?"

"Sadece düşünüyorum... Seni her gördüğümde neden normal bir durumda olmuyorsun?"

Bi' bakıma haklıydı. Geçen gün tavşan kostümü ile karşısında çıkmıştım, bugün bayan un olarak. Beni akıl hastanesine yatırmayı teklif etse kabul edilirdi.

"Gayet normalim şuan."

Bu dediğine sen inanıyor musun Shin Ji?

"Tabi..." İşaret parmağını unlu yanağıma götürdü ve bana doğru gösterdi. Yutkundum, ona rezil olmaya doymuyordum gerçekten.

"K-kek yapıyord-...sana neden açıklama yapıyorum ki ben? Gitsene abimin yanına, abi hırsızı..."

Dediğime gülüp suyu bir dikişte içti ve bardağı masaya bırakıp çıktı. Suyu içerken adem elmasından gözlerimi alamamıştım, Youra'nın dediği gibi 'Analar taş doğruyor taş!'

I'm Here | Lee FelixWhere stories live. Discover now