I'm Here | Lee Felix

15🍀

Medya: Aşığım arkadaşlar anlatabiliyor muyum?

|1 Hafta Sonra|

Şunu anlamıştım; Eğer o kazada ölmediysem, kesinlikle birazdan sıkıntıdan ölecektim ve mezar taşıma 'salaktı falan ama iyiydi rahmetli' yazacaklardı.

Taburcu olduğum günden beri odamdan, hatta yatağımdan çıkamıyordum. Sadece birazcık ağrım var diye annem bana felçli muamelesi yapıyordu. Bezdim gerçekten bezdim. Şu bir hafta içerisinde ziyaretçilerim gelmese iyice mahvolacaktım.

Neyse ki priz yatağıma yakındı da telefonumla rahatça ilgilenebiliyordum. Priz önemli priz.

Gündüzleri dizi izliyor, geceleri yatmadan önce Kamikaze şarkıları dinliyordum. Bunlar dışında yemek yemek ve -anne kontrolünde- tuvalete gitmek dışında bir faaliyetim yoktu.

İlk gün Changbin ile Jisung abi gelmişti ziyaretime. Sanki ölüp geri gelmişim gibi başımda zırlayıp beni biraz sevdikten sonra gitmişlerdi. Aceleleri vardı.

Changbin abi hoşlandığı kıza açılacaktı ve eğer işler yolunda giderse, kızın arkadaşlarından birini Jisung abiye ayarlayacaklardı. Gerçekten mükemmel bir plan...

Y/N araya girmek zorundayım. Ağabey yerine abi yazıyorum çünkü ağabey bana çok saçma ve garip geliyor. Ağabey ne amk? Ben abime hiçbir zaman AğAbEy diye hitap ettiğimi hatırlamıyorum.

Bir sonraki gün de, Jong İn ile Seungmin gelmişlerdi. Farklı okullara gidiyorduk ama müfredatımız aynı olduğu için konuklarımız aynıydı. Bu yüzden ikisi de ben ve kızlar için güzelce not tutmuşlardı.

Şu durumumun tek güzel yani okula gitmemek idi sanırım.

Woojin abi çok yoğun olduğundan telefonla arayıp geçmiş olsun dilemiş, Bang Chan abi ise en son gelen kişi olmuştu.

Abimden duyduğum kadarıyla Youra da benden farksızmış. Mina ise dün taburcu olmuş. Öğretmenimizin ayağı kırıldığı için o bir süre daha okula gidemeyecekmiş ama önümüzdeki hafta biz gidebilecektik. Zaten sınav haftamız başlıyordu.

Ölümden döndük hala sınava giriyoruz arkadaş. İnsan bir acır, gazi olduk resmen.

Yine yatağımda uzanmış Kamikaze klipleri izlerken odama abimin girmesi ile bakışlarımı ona çevirdim. Gelip yatağıma oturdu. O da yorulmuştu son zamanlarda. Yelloz Nahee onu terk etmişti hem de tam vize haftasına girecekken.

Kalleş karı.

"Yine mi şu saçma grubu dinliyorsun?"

"Saçma mı? Oldu olacak kalbime kazık da saplasaydın!"

Gözlerini devirdi. Sanki kendisi küçükken Sechskies dinleyip coşmuyormuş gibi bana laf yapıyordu.

"Tayca bilmiyorsun, sözleri bile anlamadan boş boş dinliyorsun."

"Sadece kendi dilimizdeki şarkıları mı dinleyeceğiz? Abiciğim kusura bakma ama bu kadar geri kafalı olduğunu bilmiyordum. Hem alt yazı denen bir şey var! Ayrıca ben Tayca öğreneceğim."

"Bu zekayla biraz zor ama, neyse."

Yok arkadaş ben gerçekten kendimi satılık evcil tavşan diye sokaklara ilan asacağım. Bu ailede yerim yok benim. Herkes duş jeli, ben içine su katılmış sıvı sabun.