Sarı adamlar

6.8K 422 40
                                    

Bir Nur efsanesine göre;
Yazar, Caspar okuyucuları görür ve geceleri lanetlermiş.

O yüzden benim pofuduk kalbimi kırmayın :D

🎈🎈🎈

Gördüğüm bilmem kaçıncı kabusla doğruldum yataktan. Gece boyu elimde kelepçeyle polislerin beni götürmesini görmüştüm kabusumda. Kalbim ağzımda atıyordu resmen. Üstelik Mustafa'nın bana acıyarak bakması beni daha da korkutmuştu. Neden diğerlerini değilde onu tek görmüştüm ki? Birde neden o kan çanagına dönmüş gözlerinde yaş vardı? Saçma ve anlamsız rüyalar işte!

Kesin koltukta uyumaya alıştığım için. Doruk koltukta uyumak için ısrar etmiş ve beni yatağa postalamıştı. Sen o boyla koltuğa sığar mısın be adam? Neden inat ediyorsun?

Mutfaga inip kendime bir bardak su daha içtim. Her uyandığımda dilim damağım kuruyordu.
Berra mutfağa giriş yaptığında refleks olarak kapıya dönmüştüm.

"Burda ne işin var Berra?"

Panik olmuştu ve bu ondan daha fazla şüphelenmeme neden oluyordu. Ondan şüphelenmek beni üzüyordu. Umarım sen degilsindir Berra.

"Su içecektim bende."

"Müştemilatta mutfak var?"

Omuz silkti. Az önceki şüpheli tavırları gitmiş, rahat bir kıza dönüşmüştü.

"Dolapta yoktu. Soğuk içmek istedim."

Başımı salladığımda mutfaktan içeri girip kendine bir bardak aldı.

"Gözleriniz kızarmış. İyi misiniz?"

Başımı sallamakla yetindim. Konuşmaya hevesli olmadığımı anlayınca oda susmaya karar verdi. Suyunu içince mutfaktan çıktı. Bardağımı bırakıp onu sessizce takip etmeye başladım.

Dışarı çıkıp müştemilata ilerledi. Kapı önünde nöbette olan Mustafayı fark edince izledim bir süre. Sonra bunun çok saçma olduğunu fark ettim. Bu kadar korunmanın yanında ne yapabilir ki?

Yanına ilerledigimde tüm korumalarında gözü bendeydi.

"Günaydın beyler."

Hepsinden 'günaydın' nidaları yükselirken Mustafa kısa bir süre gökyüzüne bakmış, sonra oda Günaydın demişti. Bu arada kesinlikle haklı. Saat gece 5. Veya sabah. Her neyse. Konumuz zaman dilimi değil.

Herkesin işine dönmesiyle bende kendi işime başladım.

"Nasılsın Mustafa?"

"İyi. Siz?"

"Çok şükür yaşıyoruz."

Başını sallayıp önüne döndü. Konuşmak istemiyor. Peki. Umrumda değil.

"Sen sabahları nöbette değil misin normalde?"

Başını sağa ve sola iki kere salladı.

"Gün gün değişiyor..."

Söylemek istediği bir şey vardı. Çabuk belli ediyordu.

"Hanımım bir sorun mu var? Gözleriniz kötü görünüyor?"

Başımı olumsuz anlamda salladım. Gözlerimin hâlini merak ediyordum açıkçası. Yinede sırası değildi.

"Rüyamda seni gördüm."

Ben dürüstlüğüme şaşırırken o da onu rüyamda görmeme şaşırdı. Yani, evli barklı kadınım. Elin adamını niye rüyamda görüyorum.

Komutan (Koruması Mısın?- 1)Where stories live. Discover now