Millet deliye hasret, biz akıllıya

5.3K 295 38
                                    

Kurban Bayramınız kutlu olsun🎈
Uzun bölümümüzde iyi eğlenceler.

Ben önümdeki burnunu tutan adama -ki bu üst komşum olur- bakarken Doruk'un da kaşları çatık bir şekilde beni izlediğini biliyordum. Gözleri yine kızarmıştı. Tıpkı Ali ile olan kavgada olduğu gibi alnındaki damarlar şişmişti.

Sizde olayı pek anlamadınız değil mi? Peki. Daha detaylı anlatayım.

Üst komşum Matthew bir İngiliz. Aynı zamanda bir boksör. Suları kesik olunca 'acaba herkesin mi böyle?' diye komşulara sormak istemiş. Yan komşusu evde olmadığı içinde direk yanıma gelmiş. Duştan çıkar çıkmaz bir şortla yanıma gelecek kadar rahat bir adam bu Matthew.

Sonuç ortada. Doruk adamı benim kapımda o halde görünce geçirmiş burnuna yumruğunu. Matthew oracıkta bayılmış.

Allah'tan boksör olduğu için burnundaki kemiği yıllar önce aldırmışta birde kırıkla uğraşmadık.

Doruk'a gelecek olursak bu kadar yapılı ve sık sık yumruk yiyen bir adamı nasıl tek yumrukla bayılttı? İnanın bende anlamadım. Doruk beni şaşırtmaya her geçen gün devam ediyor.

Şimdiye dönecek olursak; Matthew koltukta boylu boyunca uzanmış, kan akan burnuna peçete tutuyor. Yardım etmek istesemde Doruk izin vermediği için tekli koltuğa oturmuş olayları tekrar gözden geçiriyorum bende.

Başta bir süre kapının önündeki baygın adama bakıp yüzüne kapıyı çarpmıştı Doruk. Matthew'i içeriye almak istediğimden beri bir kez olsun yüzüme bakmadı. Hatta en son içeriye taşımak istediğimde çok nazik bir şekilde (!) beni uyardığında konuşmuştuk.

Sinirine Matthew'in sarı saçlı olmasıda tuz biber olmuştu ama olsun.

"Bu adam kim Elif?"

Koltuktan doğrulmuş bana meraklı gözlerle bakıyordu. Kocaman gülümseyip uzun zamandır beklediğim soruya tam cevap verecektim ki Doruk benim yerime cevapladı.

"Doruk Zorbey. Sevgilisi oluyorum. Aynı zamanda eski ve gelecekteki kocasıda."

Birbirlerinin ellerini ikiside öyle bir sıkıyorlardıki benim parmaklarım acımıştı sanki. Doruk ne zaman bu kadar kuvvetli biri olmuştu? İkisininde parmak boğumları hep bembeyazdı.

"Matthew bizimle yemek yermisin?"

Konuyu ve aralarındaki gerginliği dağıtmak için söylediklerim hiçte iyi olmamıştı. Elleri ne kadar ayrılsada pişman olmuştum çünkü Doruk artık kızgın değil daha çok kırgın bakıyordu. Matthew'in yüzündeki gülümsemeye bile sevinememiştim.

Komşum beni onaylayıp mutfağa ilerlerken Doruk ise bana vicdan azabı çektiriyordu bakışlarıyla.

"Çocuğun yüzüne yumruğu çaktın. Ne yapabilirdim?"

"Bu gece bize özel olacaktı ama."

Mutfağa doğru gidiyorduki elini tutup onu durdurdum.

"Erteleyebiliriz."

Yüzündeki kırgınlık daha da arttı.

"Bu gece göktaşları yağacaktı. İlerdeki uçurumun üstünde görüneceklerdi. Her şey hazırdı. Ertlemek hiçbir işe yaramaz."

Elini ellerimin arasından çekerek mutfağa gittiğinde saçlarımı çekiştiriyordum. Nerden bilebilirim ben süpriz yapacağını!

Derin nefesler eşliğinde mutfağa girdim bende. Matthew benim yerime, Doruk ise eski yerine geçmişti. Karşı karşıya oturdukları ve mumlarda sönmemiş olduğu için istemsizce gülmüştüm. Matthew'in gülümseyen, Doruk'un kızgın bakışları yüzümü bulduğunda durmayı başardım.

Komutan (Koruması Mısın?- 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin