Ses kaydı

5.9K 353 44
                                    

Eve gittik, Doruk Dilan'ın önündeki cipsleri ağzıma zorla tıktığı için ben öksürük krizine girmiştim, gözümden yaş gelene kadar Doruk sırtıma vurmuştu, Doruk'un gazabından beni çok sevgili eniştem kurtarmıştı ve en önemlisi onun cipslerini yedirdiği için Dilan başta Doruk olmak üzere hepimize küsmüştü.

İçeri Ahmet baba girince bizi kısaca gözüyle süzmüş, sabır çekmiş ve Dilan ablanın yanına oturmuştu. Uzun süre teselli edip başını okşayınca Dilan bizimle barışmıştı.

Sonra enişteme küsüp bendeki yüzükten kendisine almadığı için aglamıştı.

"Mızıkçılık yapma! O benim karımın kıskanç."

Mızıkçılık mı? Doruk zaten normalde kıskanç ve çocuksu bir adam iken şimdi Dilan'ın da bozuk hormon ve psikolojisiyle iki deli gibi olmuştular. Her an kendimi hastanede bulabilirdim.

Doruk dışarı çıktığında yüzügümü çıkarıp Dilan'a verdim.

"İstemiyorum bunu ben. Yeşil istiyorum."

"Bunla idare et. Yenisini alırız sana."

"Ama Doruk beni döver."

"Elini kaldırırsa kafasını kırarım onun."

Yüzünde şirin gülümsemeyle başını salladıgında Doruk mutfaktan elinde soğuk suyla gelmiş, bardağı bana uzatmıştı.

"Bu ne?"

"Sevgili karıma, şişkoma, prensesime, meleğime su. Buzlu hemde. Bu sıcakta iyi gelir."

Ben hâlâ ne olduğunu anlamazken Dilan lafa atladı.

"Doruk banada!"

"Anca hazıra kon. Git kocandan iste. Herkes kendi karısına hizmet etsin."

Dilan'ın şaşkın tipine gülmemek için dudaklarımı ısırıp bardağı aldım. Eniştem Dilan'ın kafasına öpücük koyup mutfaga koşmuştu.

"Yüzüğün nerde senin!"

İçtiğim su boğazıma otursa neysede tam kalbime oturdu sanki. Doruk beni umursamadan Dilan'ın parmağına koşup çekiştirmeye başladı.

"Çıkar şunu! Karımın o!"

Dilan bir yandan Doruk bir yandan bagrışıp dururken ofladım. Kavgalarını çekemezdim hiç. Onları bırakıp yukarıya çıktım. Uzun zamandır bomba meselesiyle ilgilenmediğimi fark edip Zehra'nın dosyasını kontrol etmek istedim. Sonuç ne sizce? Dosya bile ortada yok. Gerçekten nerde bu dosya?

Kapı çalınca gir komutunu verdim. İçeri girmeden tek gözü kapalı kafasını çıkardı.

"Müsait misin karıcım?"

"Tek gözle görebiliyorsun zaten."

Kapalı olan gözünü açıp içeri geçti.

"Zehra'nın dosyasını bulamıyorum."

Elindeki yüzüğü parmağıma taktığında dediğimi hiç umursamadı. Yine yanağıma öpücük kondurdugunda bunun son bulması için konuşmam gerektiğine kanaat getirdim.

"Doruk beni öpme bir daha."

"Niye ki karıcım?"

"Bana karıcım da deme."

"Niye ki prensesim?"

"Prensesin falan değilim. Üstelik nerem prensese benziyor ya."

Yüzündeki sırıtma tebessüme dönüştü.

"Hamburger yerken bile işaret parmakların havada duruyor prensesim."

Yanağıma tekrar öpücük kondurduğunda geri çekildim. Yatağa doğru ilerlediğimde beni izlediğini hissedebiliyordum.

Komutan (Koruması Mısın?- 1)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu