ㅁ|Son|ㅁ

7.6K 318 84
                                    

Kitaba en uygun şarkıyı ithaf edelim. Tşk.

Sonradan Not:
Bölüm watty 2020 yarışı sebebiyle değiştirilmiştir. Daha önce spoiler verdiğimi söylemiştim. Yeni okuyucular için söylüyorum. Spoiler Mustafa'nın rüyasıydı.

🎈🎈🎈

Yıllar yıllar sonra;

"Ben kızımı kimseye vermiyorum."

"Bende kardeşimi vermiyorum. Yolda mı bulduk lan biz onu."

Saçlarımı biraz daha çekiştirdim. Bu iki adam delirtecek beni. Tımarhaneden toplayacaklar eri sonunda.

"Doruk kızımızı yıllarca evde tutamayız. Bu kıskançlığa son ver. Elbet bir adamı sevecekti."

"Sevsin zaten. Beni sevsin, Eren'i sevsin. Bak ne kadar çok şık var... Ama elin adamını sevmesine izin vermem!"

Başta Doruk'la güzel bir dille konuştum. 'Ecem aşık olmuş, ciddi düşünüyorlar, verelim kızımızı yuva kursun' dedim. Ama ne oldu biliyor musunuz? Dediğime pişman oldum.

Birde Eren var tabi. Hayır ikizi olabilirsin, kardeşi, karındaşı olabilirsin ama ne var bu kadar büyütecek?

Kızımızı sanki hiç görmeyecekmiş gibi davranmaya ne gerek var? Ben Ecem'i biliyorum. Her gün arar, haftada bir gelir zaten.

"Elif bak lütfen. Vermeyelim kızımızı. Prensesim bir yabancıyla yaşayamaz. O daha çok küçük."

"25 yaşında Doruk. Küçük falan değil."

Göz ucuyla koltukta büzüşen Ecem'e baktım. Güzel kızım. Hayattaki en büyük şansın bu iki adamken aynı zamanda da en büyük şanssızlığın. Lütfen bu iki kıskanç adama kırılmamış ol.

"Anne Ecem yaş olarak büyük olabilir ama hep evimizin küçük kızı değil mi? Üniversitede bile nasıl özlemişti bizi? Yapamaz yabancı bir adamla uzaklarda."

"Küçüksem ne olmuş? Elbet bir gün evleneceğim!"

"Abinim ben senin. Bana bağırma! Üstelik evlenmene de izin vermiyorum. O dört göz, ödlek herif için düştüğün hâle bak!"

"Ödlek değil o. Senin gibi kaba olmadığı için ona bu muameleyi yapamazsın! Hem ne varmış halimde? Seviyorum."

Ecem'in yanına koşan, kızımın saçlarına ellerini dolamak isteyen Eren'i önüne geçerek durdurdum.

"Eren abartma. Bu zamana kadar seninde çok sevgilin oldu. İstediğin gibi giyinip, gezip Ecem'e karışıp durdun. Çocuk değil karşındaki."

Sinirle geri dönüp koltuğa oturdu. Yinede bunun burda bitmeyeceği belliydi. Bir şey söylemesi için Doruk'a baktım. Bakmaz olaydım. Çok sevgili kocam kafasını bulunduğu tekli koltuğa rahatça yaslamış, gözlerini kapatıyor. Sanki burda oldukça önemsiz bir konu konuşuyoruz gibi.

"Doruk."

"Efendim karıcım."

Rahat tavrına göz devirdim. Demiştim beni delirtecekler diye. Adamdaki genişliğe bak!

"Ne yapıyorsun?"

Omuz silktiğinde iyice çileden çıkmıştım.

"Bu saçma konunun geçmesini, kızımın, prensesimin o ödlek adamı unutmasını, senin de sakinleşip bağırmaya son vermeni bekliyorum güzelim. Mâkul bir cevap mıdır?"

Kendimi yakınımdaki bir koltuğa -yani Ecem'in oturduğu koltuğa- attım. Birazdan kızımın sevdiği adam gelecek biz hâlâ bu iki adamı ikna etmeye çalışıyoruz. İnatçı keçiler!

Komutan (Koruması Mısın?- 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin