bay ego

6.9K 375 55
                                    

Not: Başlık yeni yaz dizisi olan 'Bay Yanlış'tan alınmamıştır. Filmin senaristi daha bırakın düşünmeyi "ben bir film çıkarıyım ya" demeden şahsım tarafından kitabın özet kısmında 'bay ego' terimi kullanılmıştır.

Not 2: Hata olduğu için bölüm okunamamış sanırım. İyiki wattpad'e güvenmeyip her yazdığımı kopyalıyorum. Özür olarak iki bölüm birden.

Saat 9 gibi kimsenin uyanmaması ve bizimde acıkmamız yüzünden kahve yapmaya aşşagı indik. Bu tam bir fiyaskoydu. Pişman oldum.

Yani en azından Doruk için öyle olmalı ki çocuğun rengi attı, hatta bayılacak gibi üstüme düşüyordu.

Şu anda ise şaşkın bir ben, endişeli bir Ali, ne hissedeceğini bilemeyen bir adet Doruk acı kahve içiyoruz. Kahve öyle acı ki, Doruk istemeye geldiğinde verdiğim kahveyi içerken bu derece şok içinde değildi. Bunun sebebini bu sefer kahvenin değilde ağzının tadının acı olduğuna yormak oldukça mantıklı.

Durumun çok hızlı ilerlediğinin farkındayım. Gelin size kısaca özetliyim. Lakin dürüst olacağım, en kolay nasıl anlatacağımı da bilmiyorum.

Biz kendimize atıştırmalık bir şeyler almak için mutfaga indigimizde Ali'de odasından çıkmış mutfakta kahve içiyordu. Ki büyük bir sorun olduğunu burdan anlaya bilirsiniz. Ali asla erken kalkmaz. Okula giderken yataktan kazıyorduk çocuğu.

Sonra gözümüz Ali'nin yanındaki sandalyede, oldukça yakınında olan - yakınlıktan kastım 1 karış- burun buruna birbirlerine bakarken Berra'ya takılıyor.

Ve kestik!

Berra şok. Ali şok, ve Doruk. Tabiki oda şok.

İki hür iradeli insan sizene diyeceksiniz haklı olarak.Normal bir insan dışardan duyunca tabiki öyle söyler. Mantıklı olan bu. Lâkin durum içerden çok vahim.

"Ulan başka kız mı kalmadı? Üstelik geleli bir hafta olmamış! Üstelik aranızda kaç yaş var! Üstelik onun kızı!"

Her üstelik dediğinde daha da sinirleniyordu ve Doruk ne kadar kibar bir insanda olsa sinirlenince gerçekten korkunç. Adamın çenesi kasılıyor, damarları belirginleşiyor ve daha da kötüsü gözleri. Gerçekten kan gölüne dönmüş. Ejderhayı andırıyor. Yerinde olsaydım bende kibar bir insan olurdum. En azından insanları yanımdan uzaklaştırmamak için.

"17 yaşındayım bana karışamazsın."

Ali ne kadar sakin söylesede Doruk buna daha fazla sinirlendi.

"Ben senin abinim! Tabiki karışırım."

"Siz anlaşamıyorsunuz diye neden ben suçlu oluyorum acaba? Sorununuzu kendi aranızda halledin!"

"Bana sesini yükseltme!"

"Sen benim abim değilsin! İstediğimi yaparım! Sanane."

Bu dedikleriyle Doruk dumura uğramıştı. Ve ben hiç bir şey anlamamıştım. Ne demek abim degilsin? Doruk'un soyadı bu yüzden mi farklı? Neden benim bir şeyden haberim yok?

"Abin değilim... Öyle olsun. Yabancı olduğumu hatırlattığın için teşekkür ederim. "

Gözleri dolmuştu. Doruk'un? Bu iyi değildi. Bir günde bu kadar sinirlenip birden ağlayacak kadar üzülmesi felaketti. Evet herkes aglardı ama bu Doruk'a göre değildi.

Gürültüyle aşşagı inen ev halkını yararak odasına gitti. Koşmuyordu ama yavaşta değildi. Adımları oldukça kararlı ve netti. Ali'ye baktım. Pişman olmuştu.

Komutan (Koruması Mısın?- 1)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt