Raporlar ve dosyalar

5.4K 326 61
                                    

Dosyalar, raporlar, terkar dosyalar ve tekrar raporlar, S1 dosyası, S2 dosyası, S3 dosyası, raporlar ve dosyalar. Her yerde raporlar ve dosyalar. Masamı kaplayan ve midemi bulandıran raporlar ve dosyalar. Her yerdeler!

Tüm ömrümü versem bunları bitiremezdim ben. Çok kısa bir süre, sadece iki gün tatil yapalım dedik ama şunlara bakın. Pişman edecek kadar çoklar. Nasıl bitirecektim ben bunları.

Kapı çalınca derin bir nefes alış-verişi saglayarak komut verdim. Asım içeri girince ona gülümsedim.

"Asım Keskin. Rize. Emret komutanım."

"Asım neden masamda bu kadar dosya ve rapor var?"

Bir yüzüme, bir üstü tıka basa dolu masaya bakıp durdu. Belliki oda şaşkındı. Ben bilmiyorum, sen bilmiyorsunda kim biliyor Asım bunları?

"Bilgim yok komutanım."

Yok. Derin nefes alsamda geçmeyecek bu bulanma isteği. Kesin o hazır pizzalardan zehirlendim.

"Murat nerde?"

"Bilmiyorum Komutanım. Murat komutanım sizin gittiğiniz günden beri hiç gelmedi."

Cenazeye de gelmedi ki bu adam! Gelde çıldırma.

"Gelince bana haber ver. Hatta direk odama çağır."

"Emredersiniz komutanım."

Hiç bir işimiz gücümüz yok beyefendinin de işlerini yapıyoruz. Yarabbi sabır!

"Komutanım."

Kafamı masadan kaldırıp Asım'a çevirdim. Ne diye çıkmıyordu ki.

"Efendim?"

"İsterseniz bir tuzlu ayran yapayım size? Yüzünüz kireç gibi olmuş."

Başımı sallayarak onayladım. Hayatım boyunca duyduğum en iyi öneri olabilirdi. Reddedemezdim.
Asım çıkınca tekrar masama döndüm. Raporlar ve dosyalar... Bunlar asla bitmezdi.

Oflayarak elime ilk geleni alarak önüme koydum. Sayım raporları. Peki. Kolaydan başlıyoruz en azından. Belkide ben uzun olanlara geçmeden Murat gelir ve kendi işini halledebilirdi. Bu harika bir ihtimaldi. Ve işin kötü yanı oldukça küçük bir ihtimal.

Ben odama gelene kadar ne kadar da oyalanmıştım. Bu saatten önce gelmediyse sonrasında hayatta gelmezdi o.

Raporların imzalanacak yerlerini teker teker okuyarak imzaladım. Biz asker olurken rapor imzalayalım diye mi oluyoruz acaba? Dağ nerde? Kan veya silah bunun neresinde?!

Kapı çalınınca tüm gücümle böğürdüm âdeta. Kapı açılınca içeri hızla Asım girdi. Önüme ayranı koyup selam verdi. Sonrada hızla dışarı çıktı. Sanki ona çatmamdan korkuyordu.

Kesinlikle haklıydı. Ne bu tavırlar Elif. Kendine olan sinirini niye başkasından çıkarıyorsun? Hatta niye kendime sinirli olayım ki? Doruk'a sinirliyim ben. Yangından mal kaçırır gibi gelmiş 'evlenek' diyor. Normal bir durumda evlenmek istiyorum ben. Hakkım değil mi benim.

Ne saçmalıyorum ya. Bu yaptığım mantıklı mı yani?

Ayranımı alıp tek dikişte kafaya diktim. O sırada gözlerim bardağa değmeyen serçe parmağıma takıldı. Garip takıntıları vardır insanların ve benimki belkide en garibiydi. Kim serçe parmaklarına takıntılı olurdu ki?

En temiz parmağım mutlaka serçe parmağım olmalı.

Yemek yerken veya bir şeyi içerken serçe parmağım çatala/bardağa degmezdi. Aklınıza gelemeyecek o kadar saçma serçe parmak takıntım vardı ki...

Komutan (Koruması Mısın?- 1)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum