08

1.7K 121 3
                                    

Sabah ilk işim spor salonuna gelmekti. Sabahın 6sında gelip salonu ben açtım. Hemencecik hazırladığım meyve suyunu içip ısınmaya başladım.

Birkaç set şınav çektikten sonra ağırlık çalışmaya başladım. Uzun süredir buradaydım saat 10.30 a geldiğinde içeri bambam girdi.

"jennie nerde?"
"taeyle birlikte"
"tahmin etmiştim"
"sen kaçta geldin?"
"6"
"çüşşş"

Koca gözlerle bana baktığında gülmeye başladım. Saate bakıp tekrar bana baktığında deli diyip gitti. Ağırlık çalışmayı bıraktığım da boks torbasın da vuruşlara çalışmaya başladım. Bi anda içeri giren kargocu dergiyi masaya bırakıp gitti. Bambam hızla benim olduğum sayfayı açtığın da ıslık çalıp duruyordu.

"yanlız lisaaa... Rakibin yok kızım senin"

Dergiye bakıp kendi kendine konuşup duruyordu. Bi ara sayfayı çevirip durdu.

"lisa, soyeon..."

Vuruşlarım sertleştikçe salonda yayılan ses dahada yankılanıyordu.

"rakibin lisa o"

Daha sert, daha sert...

"lisa"
"bambamm"

Vurmayı bırakıp Bambama doğru yürümeye başladım. Oturduğu yerden anında kalkıp kaçmaya başladı. İçeri jennie, tae ve jungkook girdiğinde bambam koşa koşa yanlarına gitti.

"İYİKİ geldiniz."
"sen Bi gelsene bambam, bi gel gel"
"yok lisa yok"

Elimde ki eldivenleri çıkarıp köşeye fırlattım. Masadaki telefonumu ve araba anahtarını alıp salondan çıktım.

Jennie

"naptın kıza bambam?"
"ya sence bişey yapabilecek cesaretim varmı?" bambam
"doğru dedi, benim bile yok" tae

Taeye attığım dirsekle Suratını büzüdü. Jungkook konuşmaya başladığında hepimiz ona döndük.

"ne oldu bambam anlat artık."
"soyeondan bahsettim."
"hay senin ben.." Jen
"bu soyeon olayı ne anlatsanız mı artık" tae
"öğrenirsin tae yakında öğrenirsin.."

Lisa

Arabayı sokağın girişine park edip yürümeye başladım. Neredeyse hiç birşey değişmemişti. Dar ve bozuk sokakta, çatlamış binaların arasında yürümek eski zamanlarımı hatırlattı.

Labirente benzeyen sokaklardan geçtikçe tanıdık yüzler selamlıyor, suratlarında büyük bir gülümseme oluşuyordu.

Dar yerlerden geçerek asıl yere geldim. Orta yaşlardaki çocuklar beni gördüklerinde koşarak yanıma geldiler. Minnie ise beni görür görmez koşmaya başladı.

Buranın benim için önemi büyüktür. Küçüklüğümde bu sokakta otururduk. Küçük yaşta Minnie ile beraber eğitim görmüştük. G dragon yıllarca bize öğretti. Yağmurda, kışta, fırtınada dirençli olmayı öğretti. Üç kişiydik...
Ben,minnie,soyeon...

Üçümüz karşısında kimse duramazdı. Büyük bir gücümüz vardı. Beraber öğrenir beraber çabaladık. 2-3 tam tamına 8 sene beraber eğitim gördük.
Taki o maç gününe kadar.


Yıllar sürdü toparlanmamız en çokta Minnie... Bileğini kullanabiliyor ama asla dövüşemeyecek...
G dragon o gittikten sonra uzun süre odasında kapalı kaldı. Herkes kendi hayatıyla ilgilenmeye başladı.

Ogün minienin gözünden akan tek damla yaşın üzerine yemin ettim.

"birgün karşılaştığımızda aynı acıyı ona da yaşatacaktım"

Ben arkadaşlarımla hayatıma devam ettim. Minnie ise o mahallede küçük çocukların eğitimlerini üstlendi.

Minnie ye sarıldığım da kırık çatma olan evin kapısı açıldı. İçeriden dragon çıktığın da önünde eğilerek durdum.

Yanıma gelip elini omzuma koyduğunda sıkıca sarıldı.

"neredesin sen lisam, çok uzun zaman oldu"

Bütün olanlardan haberi varmış. Evin arkasındaki yeşil araziye geldiğimiz de dragon konuşmaya başladı.

"rakibinin kim olduğunu biliyorsun değil mi?"

Kafamla onayladığım da yeşil çimlerde yürümeye devam etti.

"son kez lisa... Son eğitim"

Pörtlemiş gözlerimle ona bakarken yıllar sonra eğitim gösterecekti. Ağaçta asılı olan uzun Bi çuval parçanın önüne geçip derin bir nefes aldı. Sol ayağını öne çıkarıp arkadaki ayağını oynamayacak şekilde kitledi.

Bütün dikkatim, hevesim, heyecanım ondaydı. Kollarını kendin e çekerek kitlediği ayağının üzerinde dönüp çuvalın ortasına sert bir tekme attı. İçi talaş ve keçi yünleriyle dolu olan çuval yırtılmış Bütün tüyler etrafta uçuşuyordu.

Bütün gücü tek bir ayakta toplamak çok zor Bi şeydir. Bütün vucudun denge içinde olması...

Önünde eğildiğim de Minnie yeni bir çuval getirip astı. Elindeki sopayı yere vurduğun da yerime geçip gösterdiklerini yapmaya başladım.

Sol ayak ileri... Eller içeri... Hızla dön..

Her deneyişimde defalarca yere düşüyordum. Ne denge, ne amaç...

"şunu unutma... Karşındaki rakibin değildir. Karşındaki seninle aynı eğitimleri görmüş bir insandır. İlk kural..."
"bir sonraki adımı tahmin et"

"ikinci kural.."
"dayanıklılık"

"üçüncü kural"
"pes etmek yok"

"son ve dördüncü kural"
"güç"

Sürekli denemeye devam ettim. Sürekli son şansımmış gibi...

Saatler akşamı gösterdiğin de çocuklarla vedalaşıp Minnie ye sarıldım. Ustamın önünde eğilip arabanın yanına yürüdüm.

1aydan daha az bir süre kalmışken ilk rakipler belli olmuştu.

Yaptığımız ilk tur maçları canlı Bi şekilde yayınlanacaktı. Kısa süre sonra eve geldiğim de direk kendimi yatağa attım.

One of the Ring - Liskook Où les histoires vivent. Découvrez maintenant