altı - part I

2.3K 214 58
                                    

Partlara bölmek zorunda kaldığım için üzgünüm. Şu sıralar çevirmek için pek zamanım olmuyor fakat hikayeye ilginizin düşmesini de istemiyorum. Bu yüzden ne kadar çevirdiysem paylaşıyorum. İkinci partı hafta içi yayınlamaya çalışacağım. Bir kaç gün içinde yayınlayabilirim. İyi okumalar. :)

--------------------------------------------------------------

Ertesi gün ormandaydık. Patikada Harry'yi takip ederken Nova elimi tutmuştu. Güneş ağaçların arasından süzülüp, zayıf ışıklarını zemine döküyordu. Hava açıktı ama yine de her birimize ceket giydirecek kadar soğuktu.  

"Söylesene Nova?" dedi Harry biz yürürken. "Dünyadaki en önemli şey ne?" 

"Sevgi." dedi Nova neredeyse düşünmeden, istemsizce. 

"Yanlış." 

"Ne?" 

"Bu soru fikrini öğrenmek için değildi." dedi. "Sana göre dünyadaki en önemli şeyin ne olduğunu öğrenmek isteseydim 'Sence dünyadaki en önemli şey ne?' diye sorardım. Ama sana kesin bir cevap için sordum bir gerçek için sordum, düşünce için değil." Yarım ağız gülümsedi.                              

Nova kafa karışıklığı, merak ve biraz da şaşkınlıkla Harry'ye baktı. 

 "Dünyadaki en önemli şey ne o zaman?" 

Harry'nin yüzündeki gülümseme genişledi. "Dünyanın kendisi." 

"Açıklamaya başlayacak mısın?" diye sordu Nova. 

"Nova!" dedim yarı güler yarı azarlar şekilde. 

Harry yürümeyi bırakarak bizimde durmamıza sebep oldu. Gülümseyerek Nova'ya baktı. 

"Dünya'daki en önemli şey Dünya'nın kendisi. Çünkü burası bizim evimiz. Ve diğer gezegenleri nasıl yaşanabilir hale getireceğimizi öğrenene kadar tek evimiz. Dünya'nın kendisi olmasaydı bildiğimiz gibi yaşamda olmayacaktı. İşte nedeni bu." dedi yürümeye başlarken. 

"Dünya'ya iyi bakmalıyız. Tek yuvamız. Şimdilik en azından." 

"Bir saniye!" dedim yüksek sesle. "Bu da senin fikrin olmuyor mu? Dünya'nın kendisinin Dünya'daki en önemli şey olduğunu söylemek." 

"Evet." dedi Nova. 

"Aynı fikirde değil misin?" dedi Harry durup bana bakarken. "Dünya'ya iyi bakmanın önemi burada değil mi?" 

"Hayır, sadece bu konuda herkesin kendi fikri olabilir." 

"Pekala," dedi. "Sen dünyadaki en önemli şeyin ne olduğunu düşünüyorsun?" 

Bir süre duraksadım. Aniden dünyadaki en önemli şeyin ne olduğu konusunda bir fikrim olmadığını fark ettim. Tek bir şeye karar verememiştim. Bunun üzerinde düşünmeliydim. "Ben... ben karar veremiyorum." 

Bana baktı ve yavaşça kafasını salladı. "Peki." dedi. "Olur da karar verirsen beni bilgilendirmekten çekinme. O zamana kadar, benim özgün fikrimi kabul edelim. Uygun olur mu?" 

Sesi yumuşak ve sakindi. Bir süre bakışlarımız kilitlenmiş şekilde birbirimize baktık.  

"Evet." dedim. "Bu makul." 

Bana gülümsedi ve bir gamzesi yanağında belirginleşti. Tekrar yürümeye başladık. Nova bir elini benimkine sarmıştı ve ikimizin arasında duruyordu.  

"Her neyse." dedi Harry. " Nova, neden dünyadaki en önemli şeyin sevgi olduğunu düşünüyorsun?" 

"Çünkü," dedi basitçe. "Sevgi insanları bağlayan en güçlü şey." 

Bilgece cevabı karşısında biraz şaşırarak ona baktım. Harry küçük bir kahkaha attı.  

"İlginç." dedi.  

"Senin cevabın da iyi." dedi Nova. "Dünya'nın iyi olmasını ben de isterim." 

Nova'ya genişçe gülümsedi ve ağaçların arasındaki küçük açıklıkta durdu. Çantasını yere bıraktı ve içinden not defterini çıkardı. Bir sayfa açıp Nova'ya uzattı. "Bu sayfadaki çizimleri görüyor musun, Nova?" 

Parmaklarını kağıdın üzerinde gezdirirken başını salladı. Günlüğün sayfasını görmek için Nova'nın omuzunun üzerinden dikkatle baktım. Çizimler hatları belirgin olarak temiz bir şekilde çizilmişti. Hepsi farklı bir yaprak türüydü. Her birinin yanına italik bir el yazısıyla isimleri yazılmıştı.  

"İlk dört çizimdeki yaprak örneklerini bu alanın çevresinde bulmuştum. Senden yapmanı istediğim şey her birini bulmaya çalışman, ve bu örnekleri bir araya toplaman." dedi Harry.  

"İyi çiziyorsun." dedi Nova, yaprak resimlerine bakarken. 

"Teşekkürler." dedi bir gülümsemeyle. "Şimdi bitkileri bulmak için istediğin kadar zaman harcayabilirsin. Ama çok uzun süreceğini sanmıyorum. Bitirdiğinde buraya geri dön. Anlaştık mı?" 

Başını salladı ve heyecanla işe koyuldu. Harry'nin günlüğüne sonra da ağaçların diplerindeki küçük çalılara bakıyordu.  

"Fazla uzaklaşma." diye arkasından seslendim. Eğer nova yalnız başına ormanda kaybolsaydı ne yapardım bilmiyorum.  

Harry'ye döndüm. "Ormandaki derslerinin ilk gününde yalnız başına kalmasının iyi bir fikir olduğuna emin misin?" diye mırıldandım.  

"Her biri yirmi metre çevremizde bulunabilecek bitkiler." diyerek sakince beni ikna etti. "Merak etme. O iyi." 

"Ben sadece biraz korumacıyım sanırım." dedim nefesimin arasından. Nova'nın uzaklaşmasını izledim. Sık sık bitkileri incelemek için eğiliyordu.  

"Ama biyolojik bağınız yok, değil mi?" 

"Hayır. Ama Nova doğduğundan beri onun yanındayım." dedim. "Biz çok yakınız." 

"Görebiliyorum." dedi. "Bu çok hoş. Günümüzde kardeşlerin pek iyi anlaştığı söylenemez." 

"Senin var mı?" diye sordum. "Kardeşin yani." 

------------------------------------------------------ 

Peki, Harry bunun üzerine bayağı felsefe yaptı ama sizce dünyadaki en önemli şey ne? :)

Evergreen [h.s] (Türkçe)Where stories live. Discover now